Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

GERÇEKTEN DE ELAZIĞ SAHİPSİZ

25
Ağustos
2019

Elâzığ’ımız tarihi dokusuyla saymakla bitmeyecek hazineye sahip. Elazığ coğrafi güzellikleri ile yine oldukça zengin. Elazığ inanç turizminin yaşanacağı ve yaşatılacağı yer. Elazığ teröre geçit vermeyen huzur kenti, Elazığ mutfağı ile lezzeti ile ilk sıralarda yer alır. Elazığ adet ananesi ve kültürü ile saygın bir şehir. Ama halk arasında derler ya sahipsiz şehir! Bazen bu söyleme katılmamak mümkün değil… Evet, gerçekten de Elazığ sahipsiz şehir. Niye mi?

Hazar Baba Dağı kayak merkezi doğasıyla harika bir yer. Kayak yapabilenler için zemin uygun. Hazar Gölüne 1850 metre yüksekten bakmaktadır. Manzaraya doyum olmuyor. Yukarıda beyaz çarşaf gibi dağ, dağın altı mavinin tonları görünümünde göl, çevresinde kısım kısım yeşil çamlar. Bir yandan buram buram kokan mangalda yapılan ekmek arası sucuk, karın üzerinde rengârenk dolaşan insanlar, nasıl da güzel bir ortam. Gerek profesyonel, gerekse amatör kayakçıların kullanabildikleri pistleri ile harika bir yer…

>> Devamını okuyun

ZÜLFİKAR KILIÇLI VALİ SAYIN NECATİ ŞENTÜRK

11
Ağustos
2019

Sevgili okurlarım, bugün sizleri 2007-2008 yıllarına götürmek istiyorum. Yıl 2007 Eylül ayında eşim (Asaf Varol) Siirt Üniversitesine Kurucu Rektör Vekili olarak görevlendiriliyor ve Eylül ayı içerisinde Siirt İline Sayın Necati Şentürk de Vali olarak atanıyor. Eşimin Sayın vali ile ilk tanışması, Siirt havaalanında oluyor ve bu ilk tanışma ile birlikte güzel bir dostluk kuruluyor aralarında.

Sayın Valim Necati Şentürk, Üniversiteyi kurma çalışmalarını yürütmek üzere görevlendirilen eşime geldiği ilk günden itibaren tam destek veriyordu.

Üniversitenin merkezde bulunan çok küçük bir kampüsü (Eğitim Fakültesi Hizmet Binası) vardı. Mekân problemini çözmek için hemen yanı başındaki Ticaret Lisesinin tahsisi gerekiyordu. Tahsisle ilgili protokolü Sayın Vali Necati Şentürk ve Üniversite tarafı olarak da eşim imzalamıştı.

>> Devamını okuyun

23 NİSAN MI? BEN BİR ÇOCUĞUM !

24
Nisan
2019

TBMM’nin açılış tarihi 23 Nisan 1920’dir. Atatürk, 23 Nisan 1924’te 23 Nisan’ın bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. 23 Nisan 1929 yılından itibaren bu bayram Çocuk Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. İşte bu tarih öyle güzel bir tarihtir ki her yıl 23 Nisan günü Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaktadır. Günün isimlendirmesi ne kadar anlamlıdır. Egemenliğin kelime anlamı yönetme yetkisidir. Ulusal egemenlik işte ulusun, yönetme yetkisine sahip olması demektir. Çocuk bayramında bu kavramın çocuklara hissettirilmesi ne kadar güzel ve anlamlıdır.

Büyük Ata’nın çocuklara verdiği önem milletin geleceği olarak onları görmesi ve yine çocuklara armağan ettiği bu bayramdan da anlaşılmaktadır. Aynı zamanda bu bayram bütün dünya çocuklarına armağan edilmiştir.

>> Devamını okuyun

SEVGİ NEDİR? SEVGİ EMEKTİR…

14
Şubat
2019

Yıllar önce yurtdışında Şubat ayına girince vitrinlerin kırmızı ve pembe renk ile süslendiğini görüyorduk. Alışveriş merkezlerinde defileler düzenlenir, yarışırcasına indirimler yapılır, alış veriş çılgınlığı yaşanırdı. Ülkemizde 14 Şubat Sevgililer Günü daha sonradan kutlanmaya başladıysa da rağbet gördüğü için güne farkındalık hızla arttı.

Şubat ayında vitrinlerdeki süslemeler, iç çamaşırı üzerindeki desenden paket şekillerine kadar birbirlerine benzerler. Renk kırmızı, şekil kalp ve sevgi sözcükleri. Adı ne? “Sevgililer Günü”. Özel günler arttıkça artıyor. Kişinin sevildiğini hissetmesi her insanın ihtiyacı olduğu kadar sevme duygusunu da yaşamak elbette haz veren duygudur.  Sevdiğine sevgisini hissettirmesi de kişiye ayrı bir haz vermektedir. Sevgiyi hissetmek de güzeldir, hissettirmek de… Sevgililer gününde sözcükler samimi ya da değil! Sevgi sözcüklerinin ve görsellerin insanların hoşuna gitmeleri doğaldır.

>> Devamını okuyun

OKULA KOŞ

04
Şubat
2019

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim öğrencileri ve öğretmenleri 15 günlük ara tatilden sonra dinlenmiş olarak Pazartesi günü sınıflarına, okullarına koşacaklar. Okullar şenlenecek,  sokaklar şenlenecek,  piyasa şenlenecek… Ancak bunların yanında trafik ise zorlaşacak!

Elbette tatile birçok öğrenci doymaz. “Erken uyanmak o da ne! Sabah karanlıkta uyanmak kolay mı? Yine mi yığınla ödev? Yine mi özel ders?  Yine mi aileme karşı ders ve başarı sorumluğum ?” gibi kaygıları da başlayacaktır.

Öğrencilerin elbette bu kaygılarında haklı oldukları nedenler vardır.  Dersler sabah erken saatlerde başladığı için çocuklarımız karanlıkta sokaktalar. Bu program ikili öğretim yapan devlet okullarında kaçınılmaz süreçtir.  Ben öğrenciyken de aynı sıkıntı vardı halen de var… Ödev verme konusu yıllardır tartışılmaktadır. Ödev verilmeli mi? Verilmemeli mi? diye.  Daha sorumluk bilinci oluşmayan, kendi kendisine program yapma bilinci olmayan, aile tarafından yönlendirilemeyecek öğrenci ödev olmayan günleri nasıl verimli geçirebilir ki? Devlet okullarında ödev verme konusu tartışılırken, özel ders alan öğrenciler zaten ödev anlamında ciddi yük altındalar. Çocukların işleri gerçekten zor… Büyük bir yarış var. Rakipler kuvvetli…

>> Devamını okuyun