Amerika enteresan bir ülke. Bazen anlatmakla bir olayı tanımlamak mümkün olamayabilir. Örneğin şimdi sizlere “ABD otoyollarında yürüyen evler görmek mümkündür dersem; eminim bazı okuyucularımız nasıl yani? Diyeceklerdir. Evet yanlış duymadınız, otoyollarda büyük tırların üzerinde taşınan evleri veya altına teker takılarak araçlar tarafından çekilen  evleri oto yollarda sık görmek mümkündür. Ayaklarına tekerlek takarak, amacı  köpeklerini gezdirmek olan ama aslında kendisini sokaklarda köpeklerine taşıtan insanlara rastlayabilirsiniz desem yine belki şaşırırsınız. Bu yazımda ABD’de karşılaştığım bazı ilginç olayları sizlere aktarmak istiyorum.

Geçenlerde seyahat ederken bir oto yolda yürüyen bir ev gördük. Prefabrik inşa edilmiş ev bir başka mekana taşınıyordu. Taşınabilen araçların oluşturduğu mahalleler bulunuyor. Bu evler için belediye belirli bir alan belirliyor. Şahıslar evlerini o mekana taşıyor ve yıllarca orada ikamet edebiliyor.

Bu evlerde elektrik, su ve kanalizasyon var. Nasıl mı? Belediye bu alanlara elektrik çekmiş ve isteyen kişinin yürüyen evine bağlantı yapıyor. Benzer şekilde su tesisatı çekebiliyor ve merkezi kanalizasyona bağlantı kurulabiliyor. Ev sahibi belediyeye evin arazisi için kira ediyor. Bu tür evlerin kullanımı basit ve taşınabilir olması, büyük kolaylıklar sağlıyor. Özellikle öğrenciler bu tür evleri tercih ediyor. Çünkü eğitimi bittiğinde evini alıp götürüyor. Sabit evlerle kıyaslandığında da bu evler çok ucuz fiyata satılıyor.İşte size yürüyen evin fotoğrafı.

Ama bir şey var ki yolda alınan önlemler dikkati çekecek kadardı. Taşınan aracın arkasında geniş araç (standart üzeri büyüklük) anlamında  yazısı zaten var. Büyük aracın yaklaşık 50 m önünde ve yine 50 m arkasında diğer trafiği sıkıntıya sokmayacak şekilde uyarı araçları taşınan eve eşlik ederler.

Gene bir gün sokakta dolaştığımda ayaklarına tekerlek takan ve kendisini iki köpeğe çektiren genci gördüğümde, hayret ettim. Oysa ABD’de köpek çok kıymetli bir hayvan. Bu ülkede Köpeğe de  taşımacılık yaptırılır mı diye hiç düşünmemiştim. Kendisini köpeklere taşıttırdığı için, eminim bu genci birçok Amerikalı ikaz etmiştir. İşte size bu ilginç görüntü.

ABD’de yaygın olarak bisiklet kullanılır. Hafta sonları pikniğe giden aileler hiç üşenmeden bisikletlerini de yanlarında götürür. Bisiklet sürmek için gidecekleri mekanlar şehir dışındaysa  bisikletlerini arabalarının arkasına bağlarlar ve beraberlerinde götürürler. Yine kask olmadan gezinti amaçlı da olsa bisikletli görmek mümkün değildir.

ABD gerçekten bazen çok beğendiğim ve bazen de sizlere çok değişik olayları aktarmaya devam edeceğim. Kalın sağlıcakla.

Gelişmiş toplumlarda insan hak ve hürriyetlerine gösterilen saygıyı anlatmak yerine, bizzat yaşamak çok daha farklı oluyor. Bu tür davranışları köşemde ele almamın başlıca nedenleri; Gittiğim ülkeyi sadece gezmeyle yetinmem. Toplumsal olguların işleyişi, sosyal yaşamı izleme en çok hoşuma giden kesitlerdir. Türk, özellikle de doğu insanin sıcaklığını hiç  bir şeye değişmemekle birlikte hoşuma giden ve keşke biz de bu detaylara biraz daha dikkat etsek dediğim  bazı izlenimleri sizlerle paylaşmak istedim. Bir toplumda insanca yaşamak, karşılıklı sevgi ve saygıyı göstermek, elbetteki sağduyulu herkes tarafından benimsenir. Ancak toplumu oluşturan bireylerin büyük bir bölümü karşılıklı anlayış ve saygılı olmaktan bihaber ise, ülkemizi insani ilişkiler açısından belirli bir seviyeye çıkartmak, çok çaba gerektirir.

Sevgili okurlarım, 2 ay süresince sizlere ABD’den köşe yazılarımı ulaştırmaya çalışacağım. ABD’yi merak eden okurlarımız, bu yazılar sayesinde ABD toplumunun sosyal yaşantısı hakkında bilgi edinebilecekler. İstanbul’dan 12 saati aşkın bir uçak yolculuğu sonrasında ABD’ye vardık. Ekonomik gelişmişliği Chicago havaalanına girdiğiniz anda hemen fark edebiliyorsunuz.

ÖSS sınavının Haziran ayı içerisinde yapılacak. Öğrenciler  büyük bir stres içerisinde. Aileler çocuklarından daha da heyecanlı bir durumda. Son ay içerisine girerken maddi durumu iyi olan bir kısım aileler, özel hocalar tutarak, çocuklarına son desteklerini vermeye çalışıyorlar. Bu yıl ÖSS sınavına daha az sayıda öğrenci girmesi beklenirken, tahminler alt üst oldu ve neredeyse geçen yıl ÖSS ye giren öğrenci rakamına yaklaşıldı.

Son çıkan kanun ile artık Türkiye’de her ilde bir üniversitemiz oldu. Üniversitelerin yaygınlaştırılması elbetteki arzulanan bir durumdur. Üniversite sayısının son üç yılda 40 rakamlarının üzerine çıkması, üniversitelerde kaliteli bir eğitim yapılmasına engel teşkil edebilir. Ancak teknoloji sayesinde eğitim kalitesinin düşmesinin önüne geçilebilir.