Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

BAŞ TACI ANALARIMIZ

05
Mayıs
2021

Her yıl Mayıs ayının ikinci Pazarı annelerin daha çok anıldığı ve onların onurlandırıldığı gündür. Bu özel gün, değerli insanlar içindir.

Anneler günü, anneleri onurlandıran özel bir gün olarak değişik günlerde ve değişik ülkelerde kutlanmaktadır.

Anne ister bir aile bütünlüğü içinde, isterse tek başına olsun, sevginin ve karşılıksız ilginin sembolüdür. Yüzyıllar boyunca bütün toplumlarda ve kültürlerde,  annenin kalbi ve koşulsuz sevgisi her çocuğun okuludur adeta…

Bizleri doğuran, doyuran, sağlıklı bir şekilde büyüten, evlatları uğruna canını bile hiçe sayan, “dünyadaki en iyi ve vefalı” diye başlayan cümleler bile, bir annenin gerçek değerini anlatmaya yetmiyor. Bir annenin varlığı, çocuğu için en büyüktür aşktır. Bebekler hayata gözlerini açtıklarında önce anneleri ile tanışırlar. Onun kokusuna, sesine aşina olurlar ve ömürleri boyunca da çocuklar için annelerin yeri hep ayrı olur.

>> Devamını okuyun

1 MAYIS’TA ÇİÇEKLER SOLMASIN

28
Nisan
2021

Son bir yıldır Covid belasından dolayı ayların,  mevsimlerin güzelliğini görmeden günlerimizi geçiriyoruz. Hatta zaman zaman yaz mevsimi de geçti, bir kış daha görmeden, güzelliğini yaşamadan yine geçti diye de hayıflanıyoruz. İşte yine geçen ayların farkına varmadan, ilkbaharın son ayına giriyoruz. 30 gün sonra yaz mevsimi başlayacak.

Her insanın sevdiği, hoşlandığı mevsim farklı olabilir. Bu farklılığa neden ise bazen o mevsimin insanın yaşamına olan etkisidir, bazen psikolojik anlamda etkilenmesidir. Çoğumuz sanırım ilkbaharı daha çok severiz. Hem toprak uyanıyor, hem doğa bir başka güzel oluyor, hem ısınma problemi olanlar için ekonomik bir mevsim, hem çiftçinin hasılat alma heyecanıyla, şevkle koşturduğu zaman. Bahar bir başkadır. Yeni bir yaşamın başlangıcı hissini uyandırdığından olacak ki insanlarda mutluluk hissi uyandırır.

>> Devamını okuyun

HER 23 NİSAN’DA ÇOCUĞUM

21
Nisan
2021

Çocukluğumuzda resmi ve dini bayramlar bizim için heyecan dolu bekleyişti. Tabii ki birçoğumuz için bazı bayramlar daha anlamlıydı, daha heyecanlıydık.  Heyecanla beklediğimiz bir bayram vardı ki o da 23 Nisan Ulusal ve Egemenlik Bayramıydı. Neden mi; en önemlisi okullarda ve çoğu ailelerde öyle etkilenirdik ki milli duygularımız doruğa çıkardı. Bayramı çocuklara armağan eden Mustafa Kemal Atatürk’ün kahramanlıkları dile getirilirdi, minnet duygularımızı tekrar tekrar yaşardık.

Bayram yaklaştıkça çocukluk anılarım canlanır. Okul idaresinin karar aldığı kıyafetleri aileler çocukları için seçerdi. Rengârenk giysilerimiz ile resmigeçitten geçmek, büyüklerimize gösteri yapmak, onların beğenisini kazanmak için heyecanlanırdık.

>> Devamını okuyun

“MAHŞERE KALDI “ DESEK Mİ? HAKAN TOSUN

14
Nisan
2021

Elazığ’ımızda çok kaliteli sesler, sanatkârlar isimlerini duyurdular. O güzel seslerden bazıları içimizde kaldı, bazı sesler ulusal olarak açıldı, bazı sesler de teşhis edilmeyi bekledi.

Mahalli müziğimiz elbette yüreğimizde yer etmiş, nameleriyle mest oluyoruz, eserlerin hikayelerini biliyorsak dinlediğimiz müzik ile adeta  Elazığ’ı adım adım geziyoruz.

Musiki zenginliği anlamında Elazığ zengin, ancak tanıtım anlamında Elazığ yine şanssız konumda. Pandemi döneminde dahi Urfa gezisi, ama aslında Urfa Sıra Geceleri için Elazığ’dan turların düzenlenmesi her anlamda düşündürücü ve üzücüdür. Pandemi öncesi yine konuk ettiğimiz müzik topluluklarına koşarak giderdik. Neden kendi sanatçılarımızın programları yapılmıyor diye de üzülürdük. Doğrusu bu anlamda bu haberler yaramızı kanatıyor. Harput Musikisi notası olan zengin müziğe sahip iken değerlendirememenin acısını yüreğimizde hissediyoruz. Bu konu o kadar içim acıtıyor ki defalarca köşe yazılarımda dile getirmiştim. Markalaşmada geri kalan bir kent olduk ne yazık ki.

>> Devamını okuyun

İÇ GÜVENLİĞİMİZİN HUZURU VE POLİS

07
Nisan
2021

Halkın huzur ve güven içerisinde yaşamlarını sürdürebilmeleri için emniyet güçlerine büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir. Güvenlik tedbirlerinin teknolojik anlamda en üst düzeyde sağlandığı gelişmiş ülkelerde dahi birçok kriminal olayın cereyan ettiğini düşünürsek, sadece teknolojik tedbirler alarak asayişin sağlanamayacağını görüyoruz.

Polislik mesleğinin yetkilerini bulundukları ülkelerin kanun ve yasaları belirler. Ancak ortak olan görev ve anlayış; halkın can ve malını korur, kanunların verdiği görevleri yapar, bir ülkenin güvenlik ve düzenini sağlar. Verilen yetkilerin temelinde kamu otoritesi ve kamu yararını sağlamak vardır. Sosyal yardım, olayları engelleme ve bastırma, devletin yürütme organlarına yardım gibi çok fazla ve çeşitli görevleri vardır. Zaten görevlerinin çeşitli olmasından kaynaklı farklı şube birimleri adı altında görev yapmaktadırlar.

>> Devamını okuyun