Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

TRAFİK KABUSU

10
Kasım
2021

Sevimsiz bir ifade olan terör sözcüğünü duyunca irkiliriz. Hemen silah, insanların ölümü, kan akla gelir. Ne yazık ki onlara ek bir de trafik terörü ülkemizin baş belası. Bu terörü oluşturanlar yine insanlar. Trafik magandaları çoğaldıkça kaza sayısı artmaktadır.

Yıllar önce trafik kazaları en fazla şehirlerarası yollarda olurdu. Yine ölümlü kazalar yine şehirlerarasındaki yollarda vuku bulan kazalarda olurdu. Günümüzde daha kötü tablo ile karşı karşıyayız.

Yaşadığımız bu şehirde gün yok ki kaza haberi yerel basından duyulmasın. Artık şehir içi ana yollarda olan kazalar ölümlü ve araç hurdaya çıkacak kadar ciddi boyutta. Ne yazık ki trafik kurallarına can güvenliği bilinciyle uyanların sayıları fazla değil.

>> Devamını okuyun

İÇ DÜNYAMIZIN TEMİZLİĞİ

03
Kasım
2021

İnsanların, çok farklı davranışlar sergilediklerine şahit olmaktayız. Bence en büyük nedeni de davranışlar karaktere bağlı olarak değişiyor. Davranışlar bazen konuşmadan insanın kendisini anlatması için yeterlidir.

Karakter denilen olgu, insanın taşıdığı genlerin sadece özelliklerine bağlı olarak şekillenmez. Doğumla birlikte aile içerisinde başlayan eğitim, okul süresince devam ederken, çocukta karakter olgunlaşır. Çevresel faktörler oldukça önemlidir. Özellikle bazı yaşlarda ergenlik çağı gibi süreçte çevresel faktörler çocukların karakterlerinin oluşumunda, davranış biçiminin şekillenmesinde daha da etkilidir. Bir insanın karakter yapısı incelendiğinde, öncelikle o kişinin yetiştiği ortamı analiz etmek gerekir. Çocukluğuna inmek gerekir.

>> Devamını okuyun

YAŞAM VE ETİK

27
Ekim
2021

Bazı sözcükler var ki adeta moda olmuştur. Son yıllarda ağzımızdan düşmeyen kelimelerden birisi de “etik”dir. Sık sık bu ifadeyi duyarız “yaptığın etik değil, yaptığım etik değil”, “meslek etiği”, “meslekte etik cezası aldı”, “meslek etiğini öğren” gibi ifadeleri sık duyarız.

“Etik” kelime olarak Yunanca’dan bize geçmiştir. Yunanca ’da “ethos” olarak geçen sözcük, Türkçe’ de aynı kelime etik olarak kullanılmaktadır. Yunancada bu kelimenin anlamı gelenek görenektir. Kelimenin kullanıldığı yerlere bakılırsa etik sadece meslek anlamında değil, sosyal hayattaki davranış ve tutumların doğru ya da yanlış olarak değerlendirilmesi ile anlam bulmuştur. Etik dürüstlüğü, ahlaki sorumluluğu, sadakati, başkalarına yardım etmeyi, güvenilir olmayı, dayanışma gibi insani özellikleri ifade eder.

>> Devamını okuyun

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİ TOPLULUKLARI

20
Ekim
2021

Çoğumuz hatırlarız, ilköğretimde eğitsel kollar ile tanışmıştık. Eğitsel kollarda görev alabilmek için mücadele verirdik ve seçilince de sanki kendimizi ayrıcalıklı görürdük. Orta okulda da devam ederdi,  hatta hangi eğitsel kolda olduğumuz belirten kolluğumuzu okul önlüğümüzün koluna taktığımız bant ile taşırdık.  O eğitsel kolda aldığımız görev bizi heyecanlandırır ve farklı sorumluluk yüklerdi. O yaşlarda o faaliyetlerin ileriki yaşlarda bize olan katkısını çok anlamazdık, öneminin farkında değildik, sadece görevimizi yapıyorduk gibiydi. Oysa sosyal faaliyetlerin getirisi sonradan anlaşılmaktadır.

Üniversitelerde de öğrenci toplulukları (kulüpler) kuruldu.  Üniversiteler sadece çağdaş eğitim yapmakla yetinmiyorlar. Artık öğrencileri sosyal etkinlikler içerisinde görevlendirerek onların hayata bakış açılarının değişimlerine, sosyalleşmelerine, koordineli çalışmayı öğrenmelerine, özgüven kazanmalarına, iş takibi yapma becerisini kazanmalarına, konulara geniş açılı bakmalarına imkân sağlamaktadırlar.  Üniversitelerimiz de yine imkânları dahilinde öğrenci kulüplerinin etkinliklerini desteklenmektedir.

>> Devamını okuyun

MESLEKİ SORUMLULUK

13
Ekim
2021

Çocukluğumuzdan itibaren çoğumuzun hayalini kurduğu, kendisini orada gördüğü bir meslek dalı vardır. Sadece belki özenti, belki heves, belki izlediğimiz film veya çevremizdeki insanlardan etkilenirdik. Ne televizyon programları ne de araştıracağımız internet vardı. Birçoğumuz da ailelerimizin istediği mesleği seçmek zorundaydık.

Çocukluğuma gidiyorum. İlkokul ve ortaokul da öğrenciyken hayran olduğum öğretmenlerimden mesela Mezre Ortaokulunda Fen Bilgisi öğretmenimiz değerli Gülseren Aksoy öğretmenimizi örnek almıştım. Etkilenmiş olacağım ki öğretmenlik mesleğini sever olmuştum. Yine hatırlıyorum İlkokul 1 ve 2. Sınıflarda arkadaşlarım ile evcilik oynadığımda ben öğretmen olurdum. Annem evde olmadığı zaman babamın henüz ütülenmemiş bir kareli gömleğini seçer (öğretmenim ya!) onu giyinirdim, ders anlatırdım. Neden kareli gömlek derseniz?  Öğretmenimin önlüğü de kareliydi de ondan. Bu senaryo sadece bana aitti. Oysa evde yönlendirme yapılmamıştı. Lise eğitimimde meslek seçimi düşüncem değişti. Sanırım öğretmenlik mesleğine toplumda vasat bakış açısı ve benim de başarılı öğrenci olmam, hedefimi değiştirdi. Hedefimdeki fakülte civar illerde yoktu. O yıllarda ulaşım sıkıntılıydı, uçak yok denecek kadar azdı, haftanın belli günleri ve sadece 2 kente sefer yapılırdı. Yine başka illerde barınma en büyük sıkıntıydı. Özel yurtlar yok, devlet yurtları sayı ve kapasitesi sınırlıydı. Ayrıca kız çocuklarının il dışında okutmanın sorumluluğu o yıllarda daha da ağırdı. Ayrıca terör belası vardı. Aydın bir insan olan babam en yakın şehir Diyarbakır’a gitmeme izin vermişti. Yine branş olarak da tek tercih matematik yapmıştı.

>> Devamını okuyun