Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

41 KERE MAŞALLAH

10
Haziran
2020

Dile kolay bir kurumda 41 yıl çalışmak, 41 yıl emek vermek. 40 rakamını içeren deyimlerimiz vardır. 40 sayısının özel ve uğurlu bir sayı olduğuna, bazı tabiat varlıklarını temsil ettiğine inanılır.  Eski Doğu ülkelerinde Hindistan’da ve Türklerde büyük önem taşıyan kırk sayısının dinde, astrolojide, astronomide, edebiyat ve tasavvufta ayrı ayrı anlamları vardır. İşte 40’lı sayıları seven ve uğuruna inanan birisi olarak, Fırat Üniversitesine 41 yıl hizmet veren eşim Prof. Dr. Asaf Varol’a 41 defa maşallah diyerek uğurlayacağız.

Elbette planını bildiğim ve hatta ön görüşmelerde bulunduğum halde, karar aşamasını beraber yaşadığımız halde Pazartesi (8 Haziran 2020) günkü Günışığı Gazetesindeki köşe yazısını okurken gözyaşlarıma hakim olamadım. Hem tırnaklarıyla kazıyarak bu seviyeye nasıl geldiği, hem çocukluğunda çektiği eziyet, hem uğradığı haksızlıklar hem de gözümün önünden akıp giden rakamsal 41 yıl, ama nerdeyse 41 güne sığacak gibi kısa gelen bir birliktelik… O köşe yazısı gerçek hayıtının kısa kısa kareleriydi.

>> Devamını okuyun

HOŞ GELDİN YENİ NORMAL HAYAT

03
Haziran
2020

14 Mart 2020 tarihinden beri Korona virüsünden dolayı kendimizi evlerimize kapattık. Kimileri eve gönüllü kapandı, kimileri de kısıtlamalardan dolayı kendilerini eve kapatmak zorunda kaldılar. Büyük şehirlerde hafta sonları uygulanan kısıtlamalar yine bazılarını sıktı, bazıları ise gerekliliğine inandı.

Ramazan Bayramında Elazığ’da kısıtlamalar tüm Türkiye’de olduğu gibi 4 gün uygulandı. Doğrusu beklediğimiz ve mutlu olduğumuz bir uygulama oldu. Biliyorum ki; bayramda kısıtlama uygulanmasaydı, bayramlaşma eskisi gibi olmasa da büyükleri bilinçsizce ziyaret edecekler mutlaka olacaktı. Büyüklere verilebilecek en büyük zarar olacaktı. Yerine teknoloji kullanılarak dijital dünyada görüşmeler yapılmıştı. Kısıtlamanın bittiği gün saat 24.02 de araçlar yollara çıktı. Sanki araç içerisinde bekleyip o saatte kontağı açtılar. Şaşırmamak mümkün değil. Önceden bilgilendirildiği için insanlar zaten gerekli ihtiyaçlarını temin ettiklerini düşünüyorum.

>> Devamını okuyun

COVID 19 DEĞİŞEN BAYRAMLARI YİNE DEĞİŞTİRDİ

27
Mayıs
2020

Dini bayramlar; manevi duygularının yoğunlaştığı, insanların sevgi ve saygı ile birbirlerine yaklaştığı, dargınların barıştığı, toplumsal yardımlaşmanın yapıldığı kutsal günlerdir. Her dini bayramımız ayrı bir güzelliktir. Şu günlerde mübarek Ramazan bayramını hep birlikte idrak ediyoruz. Her toplumun kendilerine özgü dini bayramları vardır. Ortak çıktı şudur. Dini bayramlarda toplum dayanışma sürecine girer. Karınca kararınca insanlar birbirine yardım etmek için çabalar. Saygı ve sevgi temelinde insanların fiziken bir araya gelmelerini sağlayan ya da hatırlanıp aranmalarına vesile dini bayramlarımızdır.

Farklı dinlerde yine dini bayram heyecanı yaşanır. Yabancıların dini bayramlarında yurt dışında birkaç yıl farklı eyaletlerde bulunmuştum. Tanıştığımız aileler bayramlarını nasıl kutladıklarını görmemiz ve o anı yaşamamız için evlerine davet etmişlerdi. Onlarda gördüğüm, aile bireylerinin bir araya gelerek özel bir akşam yemeğini birlikte yemeleriydi. Diğer eş-dostları da tebrik kartları ile birbirlerinin bayramlarını kutlamaktadırlar.

>> Devamını okuyun

UNUTULMASI MÜMKÜN OLAYAN MADEN FACİASI: SOMA

20
Mayıs
2020

13 Mayıs 2014 Salı günü akşama doğru televizyon kanallarında Soma’da maden ocağı kazası haberi verilince tedirgin, daha doğrusu korkulu saatler başlamıştı.

Tarihe kara bir gün olarak geçecek olan kömür karası gibi kara gün nasıl unutulsun? Değil ülkemiz, bütün dünya Soma’ya odaklanmıştı. Biz televizyon ekranlarına kilitlenmiştik. Kaç kişi kurtarılabilecek diye. Yerin metrelerce altına ekmeğini bulmak için inen ancak, orada hayatını bırakanlar için dışarıda umutsuzca ama yine de yüreğinde bir parça umutla bekleyenler evlatlarına, kardeşlerine, babalarına ağlıyordu.

Olay günü sabaha kadar uyku tutmamıştı, haber televizyon kanallarını gezerken bir yandan da ölü sayısının artmaması için dua ediyordum. 

>> Devamını okuyun

BABAMA ÖZLEM

13
Mayıs
2020

Mayıs ayını sevmeyen yoktur sanırım. Doğa’nın en güzel hali, toprağın uyandığı, insanların dağda, kırda, bayırda çiçeklere, böceklere hayranlıkla baktığı, çocukların hafta sonları piknik alanlarında neşe dolu görüntülerinin olduğu ve cıvıl cıvıl işitilen sesleri, güllerin dallarında tomurcuk görüntüleri, kışın yükünün silkelendiği ay işte Mayıs ayı.

Mayıs ayını ben daha çok severim çünkü evimize bahar güneşini taşıyan canparem oğlum Serkan’ımın doğum günü yine Mayıs ayında.

Mevsimsel alerjime rağmen Mayıs ayını severim. Yaşam sevinci sarar. Ancak Mayıs ayı yakın kayıplarımızın adeta yaprak dökümünün olduğu ay oldu. Şimdi duygularım karmaşık. 8 yıl önce Mayıs ayını çok seven, kayınvalidemi Mayıs ayı sonunda toprağa verdik.

>> Devamını okuyun