Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

DEPREMZEDE VE EV SAHİBİ OLABİLMEK

04
Kasım
2020

Allah daha beterinden saklasın, ama 2020 yılını hiç sevmedim. 2020 yılında yaşanan felaketler tüm dünyayı sarsmaya devam ediyor. Elazığ depreminden sonra Corona virüs salgını sonrası tüm dünya virüsün etkisine girdi. Üzerimizden de kolay kolay gitmeyeceği korkusunu hepimiz yaşıyoruz.

2020, Ocak ayında Ukrayna Havayollarına ait uçağın düşmesiyle ilk üzücü haberi aldık. Çok geçmeden 24 Ocak 2020 saat 20.55 de Elazığ’da 6.8 büyüklüğündeki depremle sarsıldık. Can kaybı verdik, insanların evleri, anıları, hayalleri, beklentileri yıkıldı.  Kış mevsimiydi ve Doğu Anadolu Bölgesinde  her geçen gün hava sıcaklığı düşüyordu. -9 derecede çadırda yaşamanın ne demek olduğunu dışarıdan tahmin etmek mümkün değil. Ancak yaşayan bilir. Konteynır evler kuruldu. Konteynırda yaşam elbette ki çadırda yaşamaktan daha kolay, daha konforlu. Ancak bir süre sonra sıkıntılar doğal olarak orada da başladı. Sınava hazırlanan çocuklar ciddi sıkıntılar yaşadılar. Kışı üşümeyle, yazı ise aşırı sıcakla geçirdi insanlar.

>> Devamını okuyun

GEL DE İÇİNE SİNDİR

07
Ekim
2020

Önceleri uzaktan eğitim, sanal toplantılar, sanal bilimsel aktiviteler, sanal oyunlar, sanal sohbetler kısmen vardı ama aktif kullanılmıyordu. Pandemi sürecinde mecburen dijital sistem daha sık, daha aktif ve daha verimli kullanılmaya başlandı.

Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yaşayanlar çoğunlukla Ankara ve İstanbul’da gerçekleştirilen toplantılara katılabilmek için ulaşım nedeniyle bazen ciddi zaman kaybı yaşıyorlardı. Uçak saatleri ile toplantı saatleri denk gelmeyince, 2 saatlik toplantı için katılımcılar 2 veya 3 günü o toplantı için kullanmak zorunda kalabiliyordu. 2-3 gün il dışından geçiş hem bireye maddi anlamda külfet, hem iş yerinden uzaklaşma nedeniyle iş veriminde düşüşe hem de kişisel problemlere sebebiyet verebiliyordu.

>> Devamını okuyun

MEDYADA DİL KULLANIMI

30
Eylül
2020

Bilimsel olarak dilde kirliliği doğuran iç ve dış etmenler vardır. Küreselleşmenin dil üzerine etkisi azımsanmayacak kadar fazladır.

Dil, millî kültürün taşıyıcısıdır. Bizi başkalarından ayıran değerlerin en önemlisidir.

Dil sadece iletişim aracı değildir.

Dil kültürümüzün aynasıdır. Dilimize bakarak nasıl düşündüğümüzü, zihnimizin nasıl çalıştığını, dünya görüşümüzü, bütün değer yargılarımızı görebiliriz.

Düşünce tarzımızın göstergesidir. O, bize atalarımızın mirası ve emanetidir. Varlığımızı geleceğe taşıyacak tek değerdir. Dilini yaşatamayanlar, Millî kimliğini ve kişiliğini kaybeder. Sinanoğlu’nun ifadesiyle “Türkçe giderse, Türkiye gider! Öyleyse dilde yaşanan yozlaşmaya, yabancılaşmaya ve kirlenmeğe karşı birlik içinde bulunalım.

>> Devamını okuyun

İLK VE ORTA ÖĞRETİMDE UZAKTAN EĞİTİM

16
Eylül
2020

Milli Eğitime bağlı okullarda yıllardır yaşanan bazı belirsizlikler bu eğitim dönemi katlandı. Öğretmenler mutsuz, sisteme yabancı, veliler mutsuz, bazıları uzaktan eğitim için yeterli teknolojiye sahip olamamanın ezikliği içerisinde,  öğrenciler de mutsuz kapalı devre dersten yeterince yararlanamadıkları için. Belirsizlikler içerisinde can sıkacak o kadar çok etmen var ki…

16 Mart 2020 tarihinden beri Pandemi süreci içerisinde eğitim sistemi bugüne kadar uygulamadığı metodu uygulamak zorunda kaldı. Uzaktan eğitim kavramı kısa zamanda eğitim sisteminin kalbi oldu.

>> Devamını okuyun

ENGELLİ BİREYE VE AİLESİNE SAYGI

09
Eylül
2020

Engellilik insanlığın ortak sorunu ve yarasıdır. Engelli kimdir? Fiziksel veya zihinsel bir sorun nedeniyle fonksiyonları, duyuları, hareketleri, algısı kısıtlanan veya işlevlerini ya kısmen ya da yerine hiç getiremeyen bireylerdir.

Bireyde engel genetik olabileceği için anne karnındayken gelişebilir, doğum esnasında müdahaleye gecikme veya müdahale hatasından dolayı oluşabilir, yaşanılan bir hastalık sonucunda olabilir, yaşanılan büyük travma sonrası olabilir, trafik kazası sonrası olabilir, basit gibi gördüğümüz ev kazalarından sonra birey engelli durumda yaşamını devam ettirmek zorunda kalabilir.

>> Devamını okuyun