Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

YAZI SATILMAZ KIŞI ALINMAZ BİR ŞEHİR: ELAZIĞ

28
Aralık
2016

Bir şehre ilkbaharda çiçekler dikilir, mevsim değişince çiçekler değişir, göstermelik süs havuzları ile renklendirilir, bil boardlar ile ışıklandırılır. Evet, o şehirde renklilik,  hareketlilik olur. Göz zevkini tatmin eder. Görsellik anlamında elbette güzeldir. Peyzaj çalışmalarından Elazığ da nasiplenmiştir. Bu görüntüleri takdir ediyoruz.

Ama Elazığ’da alt yapı der ki; “yağmur yağmasın, bütün ayıplarım açığa çıkar. Kar yağmasın, hizmet ayıplarım açığa çıkar, Buz olmasın hastanelerde kırıktan gidenlere yatacak yer yok diye hastane hastane yer aramak zorunda kalırsınız.”

Elazığ’da fazla sayılmayacak yağmurdan sonra dahi yollar gölet oluyor. Araçla gidebilecek alternatif yollar ararsınız, ama girdiğiniz yol alternatif yolları aratır durumda olur. Çaydaçıra kavşağı gibi şehrin kalbi olan bir kavşakta su göledi trafiği durduruyor. Üniversite’ye Atatürk Lisesi yanındaki girişte yağmurdan sonra araçların lastik seviyesini geçecek kadar yağmur suyu birikir, zaman zaman araçlar kalır ve trafik tıkanır. Yıllardır ayni eziyet. Yine İtfaiyeden Doğukent yönüne giderken Bahaeddin Ögel caddesinde orta yerde DSİ’ye ait kanal var. Ne yazık ki yıllardır bu kanalın ne işe yaradığını anlayamadık. Yağmurlu havada Ulukent yönünden akan yağmur suyu asfaltta birikiyor, kanala akacak yol bulamayınca ancak orta kaldırımı taşarak kanala dolması bekleniyor.  Tabii bu arada araçlar yine yolda kalıyor. İlkbaharda görülecek manzara yine aynı olacak.  Alt yapı yetersizliğinden dolayı yağmur kâbus olurken, bu kış da kardan sonra oluşan buz iyice kargaşa oldu.

Hatırlıyorum benim lise öğrenciliğimde ve yine 1980’li yıllarda o kadar çok kar yağardı ki, çatılardan sarkan buz sarkıtlar. Okullar tatil olmazdı, servisler yoktu, yolda tek sıra dizilerek okulun yolunu tutardık. Ailemizden aldığımız tembihler çatıların altında yürümeyin! Ama hastanelere bu kadar kırık sıkıntısıyla gidenler yoktu. İlkel şartlarda da olsa herkes bir şekilde elinden geleni yapıyordu.

14 Aralık’ta yağan kar Elazığ’da hayatı fazlasıyla etkiledi. Belediye nerede? Büyük şehir olma yolunda çaba gösteren şehir oldukça ilkel şartlarda kışı yaşıyor. Yollarda kaldırımlarda yürümek ne mümkün! Buz pateni olsa iyi en azından düzgün olur. İnişli çıkışlı buz tabakaları…  Ana caddeler sadece kürünmüş ve araçlardan dolayı buzlar erimiş. Güneşli havanın olması ve sıcaklığın artması için dua etmekten başka çaresi kalmayan bir şehir olduk.  Neyse ki okullar 3 gün tatil oldu da velilerin akılları çocuklarında kalmadı. Kar yağdığının ikinci günü hastaneye kırık, çıkık ve çatlak nedeniyle başvuranların sayısı 300’ün üzerindeydi. İlerleyen günlerde sayı kim bilir kaça çıktı. Meteorolojiden günler öncesi hava raporu alınmıştır. Yetkililer “Elazığ Belediyesi kışa hazır” derler! Bu hazırlık neymiş halk anlayamadı. Stokta tuz yok ki sokaklara girilmedi, temizlik çalışmalar yapılmadı.  Evlerinde yalnız yaşayan yaşlılar var, kendi ihtiyacını gidermek zorunda olan engelli insanlar var bu insanlar kaç gün evlerine kapanıp kalacaklar, bu insanların zaruri (yiyecek) ihtiyaçları nasıl karşılanacak? Hayat durdu Elazığ’ımızda.  Gün yok ki araçlar kayarak kaza yapmasın.  Elbette bu kazalarda sürücü hatası da çoktur, ancak buzlanma ile mücadele de edilmeyince sayıları daha da artmaktadır. Yeterli düzeyde alınamayan belediyecilik hizmetlerinden dolayı bu yıl artık kar sevinci kar fobisine dönüştü.

Elazığ’ın tek yürek olduğu şehit cenaze namazı İzzet Paşa Camii gibi bir camide 23 Aralık Cuma günü kılındı. Vatandaşın duyarlılığı ağlattı. O ne muhteşem kalabalık, şehidine sahip çıkmak buydu. Ancak resimleri görünce içim daha çok yandı. Vatandaşa hizmeti belki Belediye ve Camii Vakfı layık görmeyebilir ama şehide ve şehidin yürekleri parçalanan ailesine, cemaatine saygımız olsa da camii avlusu gibi küçük alan temizlenseydi. Ancak devlet ekranı gelirse görsel anlamda makyaj belki yapılırdı.

Belediyemiz her dönem ayrı noktalara takıldı. İlk icraatlarından birisi kaldırım ihlali ve seyyar satıcıların belli yerlere toplanmasıydı. Takdirle karşıladık, artık çarşı pazarda kaldırımda rahat yürüyeceğiz derken kısa süre sonra esnaf kaldırım ihlalini kaldırdı, ancak yaz aylarında kahvehaneler masaları ve tabureleriyle kaldırımları yine işgale devam ettiler. Belediye yetkilileri her ne hikmetse görmüyorlar. Ancak günde toplam 20 yayanın geçtiği ücra bir sokaktaki kaldırım işgaliyle uğraşırlar. Aklıma gelen şu münevver insan kurallara uyar emirleri yerine getirir. Belediye de bir iş yapmanın mutluğunu yaşar. Ama kural, kanun, yönetmelik tanımayan vatandaş ile takışmamak için yapılan yanlışlıkları görmezden gelmek, bir kaçış mıdır?

Elazığ’ımızı yazı satılmaz, kışı alınmaz durumuna getirmeyelim.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.