Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

Yardım Kurumları

15
Şubat
2012

Bir toplumda yardımlaşma ve dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz ve yaşıyoruz. Toplum olarak yardımlaşmayı severiz. İyi bir başarı için çevre faktörlerini iyileştirmek zorundayız. El, beyin ve güç birliği toplumun daha güçlü olmasını sağlayan etmenlerin birkaçıdır. Bu yardımlaşma aile içerisinde başlar ve halkayı genişletir.  Çok duyarlı olduğumuz bu konuda farklı kuruluşlar toplu hizmetler yapmaktadırlar. Bu kuruluşların bazıları Sosyal Yardım Kurumlarıdır. Örneğin ilk olarak ismini duyduğumuz Kızılay’ın mazisi çok eskilere dayanmaktadır. Kızılay 1868 yılında İstanbul’da kurulan bir sosyal yardım kurumu olmasına rağmen, ancak 1935 yılında dernek olmuştur. Kızılay’ın faaliyetleri düşünüldüğünde ilk akla gelen yaptığı kan bağışıdır. Olağanüstü durumlarda hastalıklara karşı mücadele verir, yoksullar için yemekhaneler kurarak onların beslenmelerine yardımcı olur, doğal afetlerde ilk koşanKızılay’dır.Yine ismini sık duyduğumuz Yeşilay, alkollü içecek alışkanlığına ve madde bağımlılığına karşı mücadele etmektedir.

Milli Eğitim Vakfı, Milli Eğitime bağlı okulların daha çok gelişmelerini yardımcı olmak anlamında sosyal, kültürel destek verir, kamu kurumlarının katkılarını iyi bir biçimde değerlendirir.Türk Hava Kurumu, yurt savunmasında büyük önem taşımaktadır. Gençliğe havacılığı sevdirerek havacılığın önemini hissettirir. Benzeri kuruluşlar toplumun yarasını sarmada, yalnızlıklarını paylaşmada en büyük rolü üstlenir.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Akut, Çocuk Sevenler Derneği, Türkiye Deprem Vakfı, Sokak Çocukları Vakfı, Türkiye Sağır ve Dilsizler Cemiyeti gibi birçok kuruluş vardır. Her birisi farklı alanlarda hizmet vermektedir. Ayrıca illerde kurulan yardım kuruluşları vardır. Örneğin; Elazığ’da yardımfaaliyetlerini sürdürmekte olan Mamürat’ül Aziz Vakfı gerçek anlamda ihtiyacı olan aile veya bireyleri tespit ederek onlara gıda, giyecek, barınma, sağlık, tahsil yapma imkanlarını sağlamak gibi kutsal ve hayırlı yardımlar yapmaktadır. Kendim biliyorum ki dayanılmaz kış mevsiminde halen pencerelerinde cam olmayıp da muşamba çekerek ısınmaya çalışan ailelerin evlerini onarmış ve oturulacak duruma getirmişlerdir. Bu faaliyetleri, hizmetleri bizzat gören vatandaşlar için bu davranışlar adeta teşvik olmuş ve vakıf’a yardım seferberliği başlatmışlardır. Doğru tespitleri, doğru kararları, dürüst ve şeffaf çalışmaları kendilerine olan güveni gün geçtikçe perçinlemektedir. Bu demektir ki; aldıkları yardım miktarı artmakta ve hizmet alanları büyümektedir.

Yurt dışında da farklı yada benzeri kuruluşlar var. Bunlardan birisinin çalışmasını yakından biliyorum. Bunlardan birisi “FamilyStore”  (aile mağazası, deposu)dur. Bu kurumun işleyişi birkaç yönden işlevseldir. Şöyle ki; evlerde fazla olan yada kullanılmayan ev eşyalarının her türlüsü, giyinilebilecek kalitede kıyafetler bu mağazaya bırakılıyor. Bırakılan ürünleri teslim eden kişi kendi bilgilerini kayıt defterine yazıyor. Ürünler alınıp depoda seçim işlemi yapılıyor, gerek görülüyorsa temizlik işlemi yapılıyor ve mağaza tarzı sergileniyor. İhtiyacı olan kişi bu mağazalardan çok ucuz fiyata ürün alma şansına sahip. Hiç alamayacak durumda olanlar içinde hibe şeklinde yardım yapılmaktadır. Ürünleri teslim eden hayırseverlerin bıraktıkları ürünün maddi değerlerinin karşılığı olan vergi iadesi teslim eden kişiye ödenir. Böylece bir döngünün olduğu gerçeği vardır. İnsanlar evlerindeki eşyaları değerlendirirken onlar yardıma dönüşüyor.

Bir döngü olan bu yardımlaşma şekli toplumsal dayanışmanınbir modelidir. Bizlere düşen görev ise, bu tür hayır kuruluşlarına elimizden geldiğince yardımda bulunmaktadır.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.