Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

UMUDA YOLCULUK

17
Ağustos
2011

Sevgili okurlarım size Amerika’dan yazıyorum. Bu yazımda Amerika’ya girişte gördüğüm bazı izlenimlerimi aktaracağım. Uzun bir uçak yolculuğu sonrasında NewYork’un JFK havaalanına indik. Trafiği çok yoğun bir havaalanı. Her milletten yolcular havaalanı koridorlarında koşuşturuyor. Bir insan seli ve dünyanın birçok ülkesinden insanlar buraya bir vesile ile geliyor. Kimisi benim gibi tatilini çocukları ile geçirmek istiyor. Kimileri umuda yolculuk yapıp buralara gelmiş ve nihayet Amerika vatandaşlığını almış ve düzenli bir işi var, ama bir türlü de vatanından kopamadığı için yılda bir-iki defa da olsa havaalanlarında koşuşturup duruyor. Kimileri ise daha iyi bir tahsil yapmak ve ilerinde iyi bir meslek icra etmek için bu ülkenin yolunu tutuyor.

Havaalanlarında koşuşturan insanların fiziki yapıları mensubu olacakları milletler hakkında ipuçları veriyor.  Bu seyahatlerde farklı toplumlardaki insanların  özellikleri hakkında öz bilgiler edinmek mümkün. Örneğin bir Çinli ile bir Japon’u dahi biri birinden ayırt edebiliyorum. Meksikalılar ve Brezilyalılar fiziki yapı bakımından bize benziyorlar.  Avrupa’dan gelenleri de ayır etmek kolay. Alman’ı, İngiliz’i ya da Fransız’ı. Hele Arap ülkelerinden gelenleri hemen seçebiliyorum.

Pasaport kuyruğuna girerken Amerika vatandaşı olanlar ayrı bir kuyruğa giriyorlar ve onlar için birçok banko rezerv edildiği için kuyruk uzunlukları bize göre çok kısa. Tabi her Amerika’ya girerken de acaba sorun çıkar mı diye de insanın aklından geçmiyor değil! Çünkü Amerika’ya kadar gelip de tekrar gerisi gerisine ülkelerine geri gönderilenler olabiliyor. Vizenizin olması mutlaka ülkeye girebileceğiniz anlamını da taşımıyor.

Gümrüğe tabi eşyanızın olup olmadığı ile ilgili doldurduğunuz beyanınıza itibar ediyor. Size güvenilir ve genelde bagajlarınız açılmıyor. Ama eğer ürkek hareketler sergilerseniz ya da gümrük polisi ile göz göze gelirseniz, bavullarınız açılır ve yalan beyanda bulunduğunuz için de zorluklarla karşılaşabilirsiniz.

İstanbul Atatürk Havaalanı dış hatlarda geziniyordum bir çok ülkeye gitmek için yapılan son güvenlik kontrollerini izledim.  ABD yolcularının karşılaştığı güvenlik kontrollerinin her zaman çok daha sıkıntılı olduğunu görüyordum.Özenle hazırlanan el çantaları ve ve kabin içi valiziniz açılır. Bir taraftan da soru yağmuruna tutulursunuz.  İşte ülkemden çıkarken  kendimi sınava girmiş gibi hissediyorum taa kii Amerika polis sorgusunu aşıp gümrükten çıkınca sınavım sona erdi diye kendi kendime  düşünür ve yükümün hafiflediğini hissederim.

Hamile kadınların bir kısmı sadece doğumu Amerika’da yapabilmek için büyük eziyet çekerek doğacak çocuklarına iyi bir gelecek bırakmanın peşinde. Çünkü şu anki yasalara göre Amerika’da doğan bir çocuk, anne-babası hangi millete mensup olursa olsun Amerikan vatandaşı oluyor ve hemen Amerikan pasaportu alıyor. İleride bu çocuk Amerika’ya yerleştiğinde isterse anne ve babasını da yanına götürebiliyor. İşte bu tasarruf da ayrı bir umuda yolculuk oluyor.

Amerika’ya her geldiğimde beni büyük sıkıntılar alıyor. Her defasında yol gözümde çok büyüyor. Bir de sınırda girerken polisin birçok sorusuna muhatap olmak da ayrı bir can sıkıntısı. Çapraz sorularla ülkeye geliş amacınız saptanmaya çalışılıyor. Parmak izi ve fotoğrafınız çekiliyor ve veri tabanına koyuluyor ve bu film her ülkeye girdiğinizde tekrar tekrar oynatılıyor.

Türkiye’m gerçekten çok güzel bir ülke. Dört mevsimin yaşanabildiği, bol sebze ve meyvesinin olduğu böyle kaç ülke var? Ama bu ülkenin kıymetini maalesef bilmiyoruz ve bu yüzden de kardeş kavgalarını sürdürüp gidiyoruz. İşte Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerindeki terör olayları canımızı sıkmıyor mu?

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.