Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

SEVGİLİLER GÜNÜ

13
Ekim
2011

Ülkemizde de 14 Şubat Sevgililer Günü olarak kutlanmakta. Bu gün özel gün olarak kabul edildiğinden, çiftler unutulmazlık yaşamak için çeşitli programlar yaparlar. Bu telaş son yıllarda daha çok hissedilir oldu. Yabancı kökenli bu özel gün ne çabuk da yerleşti!  Sevgililer gününün kökeninin  Roma Katolik Kilisesinin inanışına  dayandığı söylenmektedir.  Yurtdışında  St. Valentine’s day (Aziz Valentin Günü) olarak  anılmaktadır. Burada İngilizce olarak Valentine hoşlanılan kişi ve sevgili anlamını taşımaktadır. Katolik kilisesinde Valentine isimli bir din adamının adına kutlanan bayram olduğu için adı Valentine’s  day olarak kalmıştır.

Sevgililer gününde şekerler, çikolatalar, hediye kutuları, kolyeler, yüzükler ve bir çok ürün genelde kırmızı ve kalp şeklindedir. Bu özelliğe neden olan bazı efsaneler anlatılmaktadır. Bunlardan birisi  St. Valentine isminde rahibin karşılıksız bir aşk yüzünden intihar etmesi ve kalbinin de sevgilisine gönderilmesini  vasiyet ettiği rivayet edilmektedir. Bu olaydan sonra Valentine’s day Katolik ve Hristiyan dünyasında dini bayram olarak kutlanmıştır.  Yaklaşık 1960 lı yılların sonlarından itibaren  14 Şubat artık dini bayram olarak kutlanmamaktadır. Fakat Batı ülkeleri başta olmak üzere ülkemizde de çiftler arasında kutlanmaktadır.

Yurt dışında Ocak ayı ortalarından itibaren “St. Vlanetine’s day” yazılarını alış veriş merkezlerinin her köşesinde görmek mümkündür. Bütün alış veriş merkezleri  vitrinleri yenileyip çeşitli etkinlikler yaparlar, defileler ardı ardına yapılır. Alış verişi canlandırmak adına fiyatlar nerdeyse 1/5 oranına kadar indirimdedir.  İnsanlar çılgınca alış veriş yapmaktadırlar ve bir çok yer alışılmışın dışında etkinliklerle günü festival havasına sokuluyor.  Eşler veya flört aşamasındaki çiftler 14 Şubat’da birbirlerine çok büyük hediyeler alma yerine birbirlerine ayırdıkları vakit ve sıra dışı gün geçirmeyi tercih ettiklerini gördüm.  Birkaç yıl sevgiler gününde ABD de bulunmuştum. Alış veriş merkezlerindeki  defileler, müzikler, ikramlar ve bu arada çocuklar için dahi eğlence programları o günü şölen günü haline getirmekteydi. Vitrinlerde  kırmızı renk ve kalp şekilli ürünler gözü alıyordu.

Ülkemizde yakın zamana kadar çok da farkına varmadığımız 14 Şubat Sevgililer Günü son yıllarda artık iyice kültürümüze yerleşti. Nasıl ki Doğum Günü, Anneler Günü, Babalar Günü, Öğretmenler Günü diye andığımız gün ve büyüklerimiz varsa Sevgililer Günü neden olmasın diye düşünüyordum.  14 Şubat öncesi birkaç gün farklı alış veriş yerlerine gittim.  Mağazalar lise öğrencisinden Üniversite öğrencisi olacak yaşta genç kız ve erkeklerle doluydu. Bir alış veriş telaşı her yerde hissediliyordu.  Bir çok yerde onları istem dışı da olsa izledim.  Çocuklar, gençler kendilerini  o kadar çok hediye almak zorunda hissediyorlar ki…  Hediyeler beğeniliyor, pazarlık başlıyor ardından bir köşeye çekilip cebindeki parayı sayıyor tekrar pazarlığa devam ediyor. Belli ki para çıkışmıyor. …… Ya da arkadaşı destek çıkıyor….Birlikte gelen arkadaşı “bu kolye güzel alsana sevgiline “diyor. Delikanlının cevabı “oğlum 50 lira kolyeye verirsem bu hafta aç kaldım demektir ama yinede alacam” dediğini duyduğumda, bu hediye almanın artık sinirleri de bozduğuna inandım. Evli çiftlerin birbirlerine aldıkları hediyelerin kendilerini çok yıpratmayacağına inanıyorum. Ancak öğrencilerin ya da halen anne- baba parasıyla geçinenlerin kendilerinden fedakarlık yaparak mutlaka “iyi bir hediye alacağım” çabasına düşmeleri yıpratıcıdır.

Özel günlerin kutlanması farklı sektörlerin oluşmasını sağlamıştır. Kazanç kapıları açılmıştır. Ekonomi canlanmıştır. Özel günlerde günün anısına insanın sevdiğinden küçük bir hediye alması mutlaka anlamlıdır. Ancak alınan hediyenin bütçeyi zorladığı anlaşıldığında, artık o hediye anlamını kaybeder.

Önemli günleri anlamlı kılmak alınan hediyelerin değeri ile ölçülmemeli. O gün söylenecek güzel bir söz, rutin günlük yaşamın dışında bir etkinlik, günü anlamlandıracak bir dal gül seveni ve sevileni neden mutlu etmesin…….

Ülkemizde de insanlar hayatlarındaki bazı dönüm noktalarını belli tarihlerde yaşamak istemektedirler. Bebek bekleyen anneler sezeryan doğum isteyerek bebeklerini böyle belli bir günde kucaklamak isterler.  Yuva kurma hayalini kuran çiftlerin evlilik yıldönümlerini n anlam taşıması için  yine 14 Şubatı tercih ettikleri basından izlenmektedir.

Aşkın yaşı yoktur. Siirt’e ait bir gazetede 88 yaşındaki Hamza Taş ile 43 yaşındaki Sabiha Kurtlu’nun nikahlarını 14 şubat’ta yaparak bu heyecanı yaşadıklarını okuduğumda, kırmızı gülü de amcamın eşine uzattığı resmi gördüğümde, gülümsemeden ve vayyy bee demeden geçemedim.

Her zaman yüreğimiz ve  günümüz sevgi dolu olsun…..

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.