Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

SEVGİ EVLERİ

14
Aralık
2011

Bir çocuğun mutlu olabileceği, sevgiyi, sıcaklığı, rahatlığı, huzuru bulacağı tek yer aile ortamı diye düşünülebilir. Ancak her çocuk bu şansı yakalayamamaktadır. Duyarlı olan bazı aile yakınları her ne sebeple olursa olsun evinden uzak kalmak zorunda olan çocuklarla ilgilenmektedirler.  Herhangi bir güvencesi olmayan çocuklar Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün himayesi altına alınırlar. Kurum önce sırasıyla çocuğu ailede tutma gayreti gösterir, koruyucu aile taleplerini değerlendirir, evlat edinmek isteyenleri değerlendirir. Bütün bu girişimlerden olumsuz sonuç alınca kurum yalnız konumdaki çocukları tek çatı altına toplar.

Çocuk Esirgeme Kurumu adı ile uzun yıllardır görev yapan kurumda birçok çocuk hayata başladı ve kendisini orada buldu. Yürümeye kurumda başladı, okula kurumda başladı, mesleğini kurumdayken elde etti.

Yıllardır zaman zaman çeşitli vesileler ile yaşadığım şehirlerde çocuk yuvalarını ziyaret ederim.  İlk ziyaret ettiğim yıllar ile son yılları karşılaştırdığımda oldukça iç açıcı manzarayı görüyorum.  Çocuk her yerde çocuktur küçük şeylerle mutlu olmayı, bazen bütün olumsuzlukları arkasına atmayı becerebilmektedir. Her gidişimde onları üzmemek için aileleri ile ilgili hiç bir şey anlatmalarını istemiyorum. Fakat bazen de kendilerinin aile öykülerini anlatmak istediklerine şahit oldum.  Çok kalabalık yaşamaları, yemek sırası ve banyo yapma sırası gibi sorunların oluşmasına, arkadaşlar arası anlaşmazlıkların doğmasına neden olabilmektedir. Yemek salonları oldukça büyük yemekhane görünümünde, servisleri yapan görevlilerin o kalabalıkta çok da güler yüzlü olmalarını beklemek mümkün değil.

Hızla gelişen ülkemizde çocuk yuvası anlamında da değişiklikler yapılmıştır. Koğuş anlamında ki yaşam alanlarında değişiklik yapıldı. Çocuk Evleri veya Sevgi Evleri adı altında daha küçük yaşam alanları oluşturuldu. İlk çocuk evi uygulama amaçlı 2000 yılında İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne bağlı olarak Ankara’da açılmıştı. Uygulama süresince çocuklar izlenmiş. Olumlu yansımalar görülünce ülke çapında yaygınlaştırıldı.

Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünün işleri oldukça yoğundur. Geçen hafta içerisinde yine bir vesile ile çocukları ziyaret etmek için mekânlarına gittim. Elazığ İl Sosyal Hizmetler Müdürü Zeynel Abidin Koç’un çalışmalarını bir kez daha takdir ettim. Sevgi Evleri ve evlerde yaşayan mutlu bebekten genç kıza kadar çocuklarımızı gördüm. Tatil beldesi havasında kentin en güzel yerlerinden bir bölüme kurulmuş şirin görünümlü sevgi evleri isminde iki katlı evler yapılmış.  Dışarıdan dahi huzur veren evlerin içerisine girdiğimde daha çok hayran kaldım. Evde 10 çocuk var. Üst kattaki yatak odaları ikişer kişilik odalarda karyola, çalışma masaları ve gardropları mevcut.  Modern banyoları var. Etkinlik ve çalışma salonları ayrıca var. O evde kalan bebek için özel bebek odası var. Alt kat büyük bir salon ve yanında yemek odası, mutfak,  çamaşır makinası ve kurutma odası gibi ayrıntılar mevcut. Yemek toplu pişirilip evlere verilmekte, evlerde kalan yaklaşık 10 ar kişilik aile olan grup birlikte yemekteler.

Evin eşyaları sıcak bir aile ortamını yaşatacak tarzda tasarlanmış.  Aile ortamı çocuklara sunulmuştu. Bence daha önemlisi çocukların psikolojik durumları idi. Evde yaşları birbirlerine yakın çocuklar (okul çağında) olmakla birlikte 8 aylık bakıcı ablasının kucağında dünya güzeli terk edilmiş bir bebek de vardı.  Bir süre o çocuklarımıza konuk olduk. 5., 6., 7. 8. sınıflardaki ablalar tam abla havasına girmiş ve kendilerinden küçükleri kollayıp koruyorlardı. Evlerinin dağıtılmalarına izin vermiyorlar toparlıyorlardı. Ev sahibi olmayı benimsemişlerdi.  Çok mutlu görünüyor ve çevrelerine pozitif enerji veriyorlardı. Kendilerine 24 saat eşlik eden vardiya sistemiyle çalışan güler yüzlü, fedakâr, sevecen ablalar da ayrı güzellikti zaten.

Onlarla konuştuğumuzda bazen annelerinin ziyarete geldiklerini babalarının ya hiç gelmediklerini ya da çok azının geldiğini söylüyorlardı. Sanki de pek umurlarında değildi ziyaretlerine gelenler. Kendilerine sıcak bir yuva kurmuşlardı. Beni en çok etkileyen manzaralardan birisi eve girdiğimizde küçük çocukların koşup müdür babalarına sarılmaları ve müdür beyden sıcak kucaklama idi. O mesleğin hakkını vermenin zor onurunun büyük olduğuna inancım daha çok büyüdü.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.