Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

SEÇMEN GÖZÜYLE

02
Nisan
2014

Son olarak 29 Mart 2009 yılında yapılan yerel seçimler 5 yıl aradan sonra  resmi adıyla Mahalli İdareler Genel Seçimleri  30 Mart 2014 Pazar günü yapıldı. Aylardır bir çok yerde ortak konu siyaset idi. Elbette herkese göre doğruluk ve öncelikler farklıydı.  Heyecanlı tartışmalar günlerce gündeme oturdu. Genel seçim havasında yoğun seçim  kampanyaları yaşandı. Nihayet sonuçlandı. Şimdi de seçim sonucunda hayal kırıklığına uğrayanlar oldu,  umutlarını kayıp edenler oldu, sevinenler oldu, yeni yeni umutların heyecanını yaşayanlar oldu.

Akşam saatlerinde sandıkların açılmasını halk olarak heyecanla bekledik. Gecenin ilerleyen saatlerine hatta sabahın ilk ışıklarına kadar sonuçları izledik.  Aldığımız sonuçlar bazı yerlerde beklenti, bazı yerlerde sürpriz olduysa da kişinin kendisi ve ülkemiz için hayırlı olan olur temennisinden başka söyleyecek bir şey yoktu. İlerleyen zaman beklentilere cevap verecektir, umuduyla bekleyeceğiz.

Seçim yasakları ve uyulması gereken kuralları vardır. Bu kuralları vatandaş  öğrenip uymak zorundadır. Eğer ihlal ediliyorsa sandık görevlilerin bu konuda dikkatli ve duyarlı olması gerekir. Tıpkı sınava giren bir öğrencinin sınav kurallarını bilmesi gerektiği, bildiği halde kurallara uymuyorsa sınav görevlilerinin uyarması ve kuralları uygulaması gibi.   Seçim kurallarına göre oy verme yerleri salon içerisinde kapalı olmalı, yani dışarıdan görünmemeli. Doğru olan budur.  Oy kullanma sırasında neler gördüm? Evet, perdeli kabin var ancak, kapatma zahmetinde kimse bulunmuyor. Uzaktan çok da belli değil diye düşünüyorum.  Peki, birden fazla kişinin aynı kabine girmesine ne demeli?  Annesini, teyzesini adı ne olursa olsun bir büyüğü ile birlikte gelen genç refakat ettiği kişi ile kabine giriyor, refakat edilen kişi herkesin gördüğü gibi kenarda bekliyor, refakat eden kişi mühürleri basıp zarfları ardı ardına getirip sandığa atıyor, seçmen ise boş gözlerle sadece izliyor.  Oysa bir seçmenin bir başka seçmene yardım etmesi yasaktır.  Şayet seçmenin okur yazarlığı yok ise, Sandık Kurulu Başkanı bu sorumluluğu almalıdır.

Bazı sandık görevlilerinin sadece okur-yazar olduklarına inanıyorum. Sandık görevlilerinin belirlenmesinde daha dikkatli davranılmasından yanayım.  Sandık başında kimlikleri kontrol eden ve listelerden isimleri bulan kişinin, okumakta güçlük çektiğine şahit oldum.

Seçmenlerin oy kullanmalarında engelli vatandaşların hiç şüphesiz durumları göz önüne alınarak onlara kolaylık sağlanmalıydı. Seçmen listesine engeli belirtilmeyen vatandaşlar vardı, onlar ne yaptılar? Kural şu: Engelli seçmenlerin kayıtlı olduğu sandık onların rahatlıkla ve kolaylıkla oy kullanmalarını sağlamak amacıyla binaların uygun yerlerine bırakılacaktı. Her binanın girişi engelli vatandaşlar için uygun olmayabilir. Nitekim Elazığ Namık Kemal İlköğretim okulunda oy kullanmak isteyen hemşerilerimizin tekerlekli sandalyeleri ile kaldırılarak merdivenleri çıkarıldığı görüldü.  Çaresiz kalanlar için ilkel çözümler yerine baştan tedbir neden alınmasın?

30 Mart 2014 yerel seçimleri tarihimize kanlı bir seçim olarak geçti.  Ne yazık ki muhtar seçimlerinde hayatını kayıp eden ve yaralanan vatandaşlarımız oldu. Oy kullanma sürecinde ya da sayım esnasında bazı insanların  gergin, heyecanlı, agresif ruh haliyle kendilerini kontrol altına alamayıp olumsuzluklarına yenik düştüklerini düşünüyorum.

Seçim bitti, sonuçlandı,  halen cinayet haberleri gelmeye devam etti. Siirt’in Tillo ilçesinde belediye başkan adayı seçim sonucunda 2. Sırada yani seçilemediği halde seçimin ertesi günü evinden çıkarken silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kayıp etti. Yanındaki 5 arkadaşı da yaralandı.  Akla gelen seçim ile ilgili bir cinayet mi yoksa arada olan husumetten dolayı seçim gölgesinin altında hınç almak mı? Cinayetin gerekçesi olamaz o ayrı bir konu.

Bu olaylar cahilliğin getirisidir diye düşünüyorum.  Cehalet fanatik öfkeler üretir, tehlikeli tutkular üretir. Faturası çirkin olur.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.