Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

PERVARİ’YE YAZIK OLUYOR

26
Nisan
2010

Siirt’e 25 km mesafedeki Şirvan’a birkaç kez gidip geldim, dönemin Pervari Kaymakamı Nurettin Dayan bizi Pervari’ye davet edene kadar Pervari İlçesine gitmeye başlangıçta çekiniyordum. Ama Hereko dağını, Botan çayını ve Pervari ilçesini gördükten sonra, neden daha önce Pervari’ye gelmediğime üzüldüm. İnsanları misafirperver ve ekmeğini konukları ile paylaşmaya hazır. Karşılaştığımız kadınların bir bölümü Türkçe konuşamamalarına rağmen, kendileri ile beden dilini kullanarak çok güzel anlaşabiliyorduk.

Botan Çayı kenarında 2008 Ocak ayında bir çobanın odun toplayarak bizim için yaktığı ateşin önünde ısındığımız günlerimizi hatırlıyorum. Bu ilçeyi çok sevmiştik. Hatta o dönemde Siirt Üniversitesi Kurucu Rektör Vekili olan eşim Asaf Varol, bu ilçeye bir yüksekokul kazandırmak için Vali Sayın Necati Şentürk ile birlikte çalışmalar başlatmıştı.

Şu günlerde Pervari İlçesi yüz kızartıcı bir tecavüz olayı ile sarsılıyor. Bu olayı gazetelerde duyduğum anda şok oldum. “Olamaz, bu işte kesinlikle bir yanlışlık vardır” derken, bir taraftan da “Ya doğru ise?” sorusunu da aklımdan çıkaramıyordum ve bu olayın gerçek olmaması için dua ediyordum.

İddialar doğru ise, YİBO’nun üst tarafında fidan dikimi sonrasında bir kız çocuğunun poşet toplarken, bir erkek öğrenci tarafından eşofmanının çıkarılması, diğer bir erkek öğrencinin ise üzerine uzanak resim çekilmesi , bilahare fotoğrafları kullanarak, bu kız çocuğundan küçük yaşta diğer çocukları bulmasının istenmesi, korkunç bir olay! Tecavüze uğrayan 2 ve 3 yaşlarındaki kuzenlerini bile bile bu çirkin santaja alet eden kız çocuğunun durumu çok acı verici ve yürek yakıcıdır. Hele bu olaylarda bir kız çocuğunun tecavüz sonrasında havuzda boğulmuş olması da tüyler ürpetici bir vahşettir.

Tecavüz gerçekleştiren çocukları düşünüyorum. Olay anında en büyüğü 14 yaşında. Ancak tam yetişme esnasında bu olayların içinde yer almış olmaları, ileride bu çocukların bu tür olayları acaba normal karşılamalarına vesile olamaz mı? diye de kendi kendime düşünüyorum. Çünkü çocuk iken kazanılan bazı alışkanlıkların yaşam boyu sürebileceğine dair uzman görüşleri mevcuttur.

Bu olay ile YİBO’lar üzerindeki denetimlerin çok ciddi bir biçimde yürüttülmesi gerekitine inanıyorum. Yatılı İlköğretim Bölge Okullarının amaçları, her köye ya da mezraya götürülemeyen eğitim hizmetinin, belirli noktalarda yapılan okullara öğrencilerin getirilerek eğitimlerini tamamlamaları amaçlanmıştır. Bu düşünce oldukça mantıkidir ve çok başarılı sonuçlar da alınmaktadır. Ancak münferit olaylarlar cereyan edebilmektedir. Bu nedenle YİBO’lara atanan idarecilerin ve öğretmenlerin çok ciddi seçilmesi gerekir. Çünkü çocuklar ailelerinden uzak bu yatılı okullarda mesai günlerinde yanlız kalmakta ve zaman zaman arkadaşlarınca ya da kötü emelli insanlarca istismar edilebilmektedir.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.