Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

NEVRUZ’UN ANLAMI

28
Mart
2014

21 Mart denince ilk akla gelen Nevruz Bayramı. Nevruz da ilkbaharın başlangıcını hatırlatır.  Farça’dan dilimize geçen Nevruz ifadesi zaten “Yeni Gün” anlamını taşımaktadır. Nevruz farklı kültürler tarafından benimsenmiştir. İran ve Bahai takvimine göre yılın ilk günü anlamına gelir. Orta Asya’dan Balkanlara kadar olan ülkelerin çoğunda Nevruz kutlanmaktadır. Özellikle Türk Cumhuriyeti ülkelerinden olan Kazakistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Türkiye’de coşkuyla kutlanmaktadır. Türk Cumhuriyetleri ülkelerinin birçok şarkı ve şiirlerin söz yazarlarında Nevruz ozanlara ilham vermiştir. Her yıl Elazığ’ımızda yapılan “Hazar Şiir Akşamları” etkinliklerinde Türk Cumhuriyetleri’nden gelen ozanların Nevruz’u sanat ve edebiyatta ne kadar çok işlediklerini işitiyor ve görüyorum.

Kazaklar ve Kırgız kültüründe Nevruz’da yemek yapar dağıtırlar. Kazak Türkleri o gün mevlit okuturlar, bayram havasında evlerini temizlerler, yeni elbiselerini giyinirler, çadırlar kurup yemek yerler ve ateş üzerinden atlarlar.

Çocukluğumu düşünüyorum, Nevruz kutlamaları yapılmazdı. Tarım toplumundan sanayii
toplumuna geçerken batılılaşma anlamında Nevruz’un bir bakıma önemi unutulmuş gibiydi. Günümüzde değişen toplumsal değerler içerisinde Nevruz kutlamalarını da saymak mümkündür. Valiliklerin, bazı kamu kurumlarının, bazı sivil toplum örgütlerinin baharın habercisi olan Nevruzu bayram havasında kutlamaları anlamlı olmaktadır. Bu güzel etkinlik tüm Türk Dünyası’nın coşkuyla kutladığı gün iken belirli grupların, belli renk flama ya da kıyafetler içerisinde Nevruz kutlama adına propaganda yapmaları yüreğimi incitmiştir.

Birkaç yıl önce Siirt’den Elazığ’a 21 Mart günü dönmek zorunda kalmıştım. Yaşadığım, gördüğüm tablo içler acısıydı. Bir kutlama böyle olmamalıydı. Kendi ülkemde, kendi topraklarımda bir an kendimi yalnız, mutsuz, umutsuz, karamsar hissetmiştim. Nerdeyse Batman çıkışından Diyarbakır girişine kadar yolda bekletilen araçlar vardı. Emniyet olası bir olaya karşın Güney Doğu Anadolu Bölgesinden gelen grupların Diyarbakır’a girişleri engellemişlerdi. Etkinlik nevruz kutlamasından çıkmış kırmızı, sarı, yeşil renklere bürünen insanların gövde gösterisi olmuştu. Ellerinde aynı renk flamalarını taşıyanlar ile zafer işareti yapan, slogan atan, araçlardan yarı bellerine kadar sarkan yaşlı, genç, kadın, erkek, çocuklar trafiği kapatmış miting alanı haline dönüştürmüşlerdi. Tablo çok üzmüşü beni…

Hani Nevruz kutlaması? Hani baharın habercisi? Hani bahar heyecanı? Hani doğa ile iç içe olurken kuşandığımız renklerin anlamlandırılması? Bu güzellikler bir yana atılmış siyasi platform yapılmıştı. İlkbahar’da bir başka güzel olan Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin güzelliğine gölge düşmüştü. Nasıl eyvah demeyeyim, nasıl bu ülkemin insanına yazık oluyor demeyeyim, ekmeğini yediğim suyunu içtiğim imkanlarını kullandığım ülkeme nedir bu nankörlük?

Tarihsel geçmişi ne olursa olsun farklı köke mensup Arap’ı, Türkü, Kürt’ü, Ermeni’si ve diğerleri bir arada kardeşçe bu bayramı kutlamalarının ne sakıncası olabilir ki? Paylaşılmayan nedir? Bu günlerde mutlaka çevreye zarar vermek, kırıp dökmek şart mıdır? Kol kola halay çekmek ve Nevruzu birlikte kutlamak, niye bu kadar zorlaştırıyor!

Anadolu toprağı birçok medeniyete tarih boyunca hizmet vermiştir. Bence Anadolu’nun güzelliği de çeşitli toplumlara mekân olmasından kaynaklanmaktadır. Bu topraklarda Türk, Kürt, Arap ve diğer toplumlar sorunsuz olarak yıllar boyunca bir arada yaşamayı becermiştir. Nevruz kutlamalarını birlikte icra edebilmişlerdir. Ancak, şer odakları din, dil, ırk, mezhep gibi ayrılıkları ve farklılıkları kullanarak maalesef toplumu birbirine düşürmeyi başarabilmişlerdir.

Anadolu’da olduğu gibi birçok farklı kültürün içerisinde yoğrulduğu ve toplumların tarihsel süreç içerisinde yaşamlarını bir arada sürdürdüğü toplumların geleneklerinin birbirine sirayet etmesi doğal bir olaydır. 1000 yıllık birlikte yaşamış bir geçmişi olan bazı etnik gruplar hep bir arada yaşamışlardır.  Bu yüzden de yemek kültürlerinden tutun da halk bilimine ait birçok unsurlarda benzerlikler vardır. Ezgileri ve ağıtları dahi iç içe girmiştir. Bu durum yörelere ve bölgelere göre farklılıklar gösterebilir. Örneğin Güney Doğu Anadolu da bazı illerimiz de Arap, Türk, Süryani,  Kürt, bazı Ermeni kökenli grupların, Batıda Bulgaristan ve Yunanistan’dan göç eden grupların Türk vatandaşı kimliğinde bir arada beraberce yaşadıklarını görüyoruz. Bir ülkede mozaik yapının olması da ayrı bir güzelliktir.

Nice Nevruz kutlamalarında omuz omuza, kol kola dayanışma içerisinde bulunmak dileğiyle.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.