Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

NE MUTLU ELAZIĞ’A, NE MUTLU SİİRT’E!

27
Mart
2012

İllerin tanıtımlarını en iyi yapanlar; doğduğu, büyüdüğü,  bazen orada anılarını gömüp ancak gittikleri yerlerde  anılarını yaşayarak ve yaşatarak duygularına sahip insanlardır. Uzaklarda yaşayanların memleket hasreti çektikleri aşikârdır. Memleketten gelen meyve daha lezzetlidir, memleketten gelen bakliyat doğaldır,  memleketten alınan haber ilgi çekicidir, memleket müziği anlamlıdır ve duygulandırır. Yöresel yemek özlemi olacak ki ilgili restorana gidilebilecek özel mekânlardan birisidir. Özellikler, özlemler sıralandıkça sıralanır…

Birçok ilin tanıtım günlerinin belli zamanlarda ve belli yerlerde yapıldığını bazen basından izliyoruz. Hemşeriler veya kendisini hemşeri hissedenler belirlenen gün buluşmanın mutluluğunu yaşarlar.  İnsan memleketindeyken o hazzı almayabilir, o heyecanı duyamayabilir,  o duygusallığı yaşayamayabilir.

Sık sık yurtdışına çıktığım için bu duyguları yurt dışı bazında yaşamaktayım.  Bir yerde tesadüfen Türkçe işitsem ya da yazılı görsem, ülkemizden bir ürünün satıldığını görsem, heyecanlanmamak elde değil. Türk bayrağını gördüğüm zaman heyecandan gözlerimin yaşardığını biliyorum.

İki gün önce Ankara’ya bir vesile ile geldiğimde Elazığ Kültür Derneği’nin düzenlediği Türk Sanat Müziği Korosu ve Elazığ Mahalli Müziği Korosunun verdiği konsere gitme fırsatını yakaladım. Şef Nihat Demirbaş’ın Elazığlı olması konsere ruhunu katmayı doğal olarak sağlamıştı. Kültür Bakanlığı Devlet Klasik Türk Müziği sanatçısı olan Asuman Demirbaş konserde ayrıca sunuculuk görevini üstlenmişti. Asuman Hanım program içerisinde sürpriz yaparak koro şefi olan eşi Nihat Bey ile doyulmaz sanat müziği icra ettiler. Kendisinin de Elazığ gelini olmasında duyduğu memnuniyeti her halinden okunuyordu.  Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi konferans salonunda gerçekleştirilen konsere katılım oldukça fazlaydı. Birçok simayı yıllar öncesinden tanıyordum. Misafirlere baktığımda öncelikle Fırat Üniversitesi’ne emeği geçenleri gördüm. Elazığ Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi kurucularından Prof. Dr. Kerim Sunguroğlu, İki dönem üst üste rektörlük yapan Prof. Dr. Eyüp Günay İsbir hocalarımız ile daha birçok akademisyen, iş adamları, Harput müziğine gönül vermiş misafirler vardı.  Müzikte eşlik edenleri, duygularını saklamayı beceremeyenleri,  Elazığ’ın sembolü çayda çıra oyununda folklor ekibine eşlik edenleri, koltuklarında oturamayıp kendilerini ortama adapte edenleri görmek çok keyifliydi. 2 gün önce Elazığ’dan ayrılmama rağmen birlik beraberlik ruhuyla memleket havasını teneffüs etmek çok güzeldi.

Bu duygu seli beni 15 Haziran 2008 Pazar günü Siirtliler Dayanışma Vakfı tarafından düzenlenen “Geleneksel Siirtliler Gecesi’ne götürdü. Etkinlik Ankara Bilkent Otel’de gerçekleşmişti.   O tarihte eşim Siirt’te görev yapıyordu. Adı geçen geceye birlikte katılmıştık. Başbakan sayın Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Sayın Emine Erdoğan katılmışlardı. Sayın Başbakan kendisinin Siirt’in damadı olduğunu o nedenle de Siirt’in ayrıcalıklı olduğunu ifade etmişti.  O tarihte Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı olan Sayın Egemen Bağış, yine o tarihte Milli Eğitim Bakanı olan sayın Hüseyin Çelik, Devlet Bakanı Sayın Mehmet Şimşek,  Milletvekili  Sayın Afif Demirkıran, Milletvekili sayın Yılmaz Helvacıoğlu bilinen simalar olarak katılmışlardı. Katılım oldukça fazlaydı. Katılımcılar arasında Siirtli ve kendisini Siirtli hissedenler çoktu. Kendi adıma tabloyu takdir etmemek mümkün mü? diye düşünüyorum. Yurdun dört bir yanından gelmiş Siirt sevdalılarını bir çatı altında toplamak ve İl’in geleceği hakkında fikir fırtınasının yapılması tek yürek olunması ne güzel… Her il bu şansa sahip olmayabilir. Ne mutlu Elazığ’a, ne mutlu SİİRT’e!

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.