Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

LYS SINAVININ ARKA PERDESİ

26
Haziran
2014

Öğrencilik zamanımda tek aşamalı ÖSYM (Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı) sınavı, daha sonraki yıllarda ÖSS ve ÖYS olmak üzere iki aşamalı yapılmaya başlandı. Son yıllarda da YGS ve LYS adı altında yürütülüyor. Artık LYS ( Lisans Yerleştirme Sınavı) beş ayrı oturumda yapılmaktadır.  Sayısal ve sözel derslerin sınavları ayrı oturumlarda yapılmakta ve iki hafta sonu yani 4 güne yayılmaktadır. Bu sistemin daha iyi olduğu gerçeği tartışılamaz.  Yani sınav sistemi iyileştirildi.  Sınav salonundaki görevlilerin deneyimli,  hassas ve pratik olmaları, sınav süreci ve öğrenciler için avantajdır.  Süreyi ergonomi kullanması önemlidir.  Kurallara gerginlik yaratmadan uyması önemlidir.  Zaten stresli, heyecanlı, kaygı dolu yürekleri ile sınava giren adayları bir de görevliler gererse! İşte bir eğitimci ve yıllardır bu sınavlarda görev alan birisi olarak meslektaşlarımdan görevlerini mutlaka çok güzel yapanlar, bazı davranışları örnek alınacak kadar kaliteli görev yapanlar olduğu gibi  “ne işin var senin bu kritik gün ve yerde, belanı kendine bulaştır” diye düşünülen görevliler de var.

Bana kalırsa sınıflara bırakılan kameradaki görüntülerde görevlilerin tavırları da incelenmeli. Sadece sınavda kopya yapılmaması sınavın huzuru demek değildir. Neler mi oluyor? işte son birkaç örnek. Sınavlara girişteki ciddi üst arama kontrolü doğru ya da yanlış hatta bazen abartılmış olsa bile  ÖSYM’nin istediği bir kontrol. Görevliler geldiği zaman araçlarının anahtarlarını elbette içeriye almak istemeleri ihtiyaçtır. Ancak keyfi kullanılan aksesuarın  (tespih, takı gibi) sınav binasına getirilmesinin yasak olduğunu biliyoruz. Sınavda görev alanlar talimatları mutlaka okumuştur. Buna rağmen sınav binasında güvenlik birimleri tarafından aranmak istememek ve yasak olan takılarla girmek için direnmek, görev alan eğitimcilere yakışmayan davranıştır.

Geçen hafta yapılan LYS sınavının bir oturumunda görevliydim. O sınavda Bina Sınav Sorumlusu hocamızın ne kadar sıkıntı çektiğini ve bir o kadar da sabırlı, hoş görülü olduğunu gördüm. Ama bu kadar hoşgörü de fazla diye düşünmedim değil yani. Sınavın olacağı binada bina sınav sorumlusunun olduğu odada oturuyorduk ki salon başkanı olan bir hocamız gergin bir vaziyette odaya girdi ve kendisinin neden polisler tarafından arandığının hesabını Bina Sınav Sorumlusu hocamıza oldukça sinirli  sordu. Üzerindeki bazı materyallerin neden alınamayacağını yine sinirli bir şekilde sordu. Hocamız bunların ÖSYM’nin koyduğu kurallar olduğunu yazılı olarak gösterdiyse de ikna olmayan görevli hoca negatif enerji yaydığının farkında değil miydi ya da kuralları bilmiyor muydu acaba?  Konu kapatılmaya çalışılırken gözetmen olan genç bir bayan öğretmen ağlayarak, yüksek ses ile Bina Sınav Sorumlusu hocamıza hakaretler yağdırmaya başladı. İlk anda kime bağırıyor diye şaşkın şakın baktım. Ağlayarak Bina Sınav Sorumlusuna bağırıyordu. “Siz çok basit bir insansınız, sizin gibi basit insan tanımadım, ben bu görevi yeni yapmıyorum, sabah erkenden toplu taşıt ile görevime geldim” gibi sözleri sıraladı. Asıl can yakan ve çirkin olan şu idi “ ben sizinle aynı meslekten olduğum için ve aynı görevi yaptığım için kendimden utanıyorum”.  Bu ifadesi karşısında yaptığı saygısızlık veya küstahlığını kendisine hatırlatmayı ve kendisine gelmesini belki üzerime vazife olmadan söyleyecektim, kendime hâkim olmam gerekir diye sustum. Asıl beni üzen genç bir öğretmen bayanın haksız olduğu halde yaşını başını almış olgun bir hocamıza hakaretler yağdırmasıydı. Hocamız sükûnetini korurken hemen yanı başında oturan ÖSYM temsilcisinin hiç müdahale etmemesi de ayrı bir eksiklik mi? Yoksa Bina Sınav Sorumlusu Hocamızı desteklemek aklına mı gelmedi? Yetkisini neden kullanmadı? Yetkileri sınavların sağlıklı yapılmasını sağlamak ya da kontrol ise işte çığlık çığlığa bağıran gözetmen öğretmene durumu izah ederek gerginliğin yaşanmasını engelleyebilirdi. Öğretmen hanım bağırmaya ta ki cüzdanına dokunulacağını anlayıncaya kadar devam etti. Bir yetkili hocamızın gelip kararlı şekilde  ““Hoca hanım çok stresli, bu ruh hali ile sınava girmesi uygun değil, adayları olumsuz etkiler, merkezden hemen bir görevli isteyelim” önerisinin ardından basbas bağıran hoca hanım sustu ve görevini yapabileceğini söyledi. Hoca hanımın isyanı şunun içinmiş. Sınav binasına küpeleri, saati ve güneş gözlüğü ile girmemesi konusunda uyarılmış ancak tartışarak girmiş. Ne zaman ki merkezden görevli isteme önerisini duydu hem sustu hem de aksesuarlarını çıkararak  görevine gitti. Kim öğrenciyi düşünür, kim kurallara uymanın görev olduğunu düşünür. İnsanların eğitimi ne olursa olsun Düşünülen cüzdana girecek para o zaman.

Benimsenmeyen kurallar olsa dahi böyle önemli bir sınavda huzur bozmamak adına isyan etmemeli, varsa sıkıntı kuralları uygulayan Bina Sınav Sorumluları kural koyucu değil onlar uygulayıcıdır. Bazı kurallar katı kabul ediyorum.  Onları ilgili birimlere iletmek yollarını bilmeyen yoktur. Buyursun yazsınlar.

Daha duyarlı görevliler ile daha huzurlu sınavlara.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.