Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

Mart’ın ilk haftasında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri medyada, sosyal ağlarda yer almaya başlar. Bu günün anlamını vurgulamak için düzenlenen etkinliklerde kadınların önemi, anne duygusunun anlamı ve kadınlara verilen haklar üzerinde birçok konuşma yapılır ve yeni vaadler verilir. Kadının önemi televizyonlarda bazı programlarda anlatılırken diğer yandan da da gün yok ki hayatını bir erkek eliyle kayıp etmeyen veya darp edilmeyen kadın ile ilgili haber çıkmasın.

Ülkemize nereden geldi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü diye merak edenlere kısa bir açıklama:  8 Mart Dünya Kadınlar Günü, tüm dünyada kadınların kutladığı uluslararası bir gün olmuştur.  New York’da bir tekstil fabrikasında çalışan 40.000 işçi daha iyi çalışma koşullarına sahip olabilmek için 8 Mart 1857 tarihinde iş yerlerinde grev başlattılar. Polislerin olaya el koyması ve işçileri fabrikaya kapatması sonucunda çoğu kadın olmak üzere 129 çalışan işçi kötü şekilde can verdi. Vefat edenlere yapılan cenaze törenine 10 binin üzerinde insan katıldı. Avrupa’da yapılan bazı konferanslar sonucunda Dünya Kadınlar Günü diye bir günün anılması kararlaştırıldı. Tarihin 8 Mart olarak belirlenmesi  1921 yılında Moskova’da yapılan 3. Uluslararası Kadınlar Konferansında gerçekleşti.  1960’lı yılların sonlarına doğru Amerika Birleşik Devletlerinde anılmaya başlandı.  16 Aralık 1977 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararı ile 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olarak kabul edildi. Dünya Kadınlar Günü Türkiye’de bazı çevrede “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak anılmaktadır. Kadının yaptığı her iş zaten emek ister. Baş tacı kadınlarımızın anıldığı bu özel günü sınıflamanın anlamı yok.

Birinci ve ikinci Dünya Savaşı başta olmak üzere bir çok şehrin kurtuluşlarında kadınlarımızın enerjilerini sonuna kadar kullandıklarını bilmiyor muyuz? Onlar sırtlarında cephane taşıdılar, onlar cephede savaştı, onlar yaraları sardı, onlar analık yaptı, onlar bacılık yaptılar.

Dünya’da hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez.”

Kadınlarımızın gerçek anlamda özgür olmalarında ekonomik bağımsızlıklarının büyük rol oynayacağı düşünülse de  tamamen etkin olmadıklarını görmekteyiz. Ekonomik özgürlük ancak çile çeken kadın için karanlık dünyasına ışık tutar, çıkış yolunu daha kolay arayabilir.

Son yıllarda kamuda kadın çalışanların artışı memnuniyet vericidir. Son 10 yılda adın çalışan sayısı %23.6 dan %33 e çıkmıştır. Erkeklerin iş gücüne katılımında artma görülmezken kadınlarda artışın görülmesi memnuniyet vericidir.

Girişimci kadınların sayılarının artması kendilerine olduğu kadar yöreye de katkı sağlamıştır. İstihdam edilen elemanların varlığı da insanlığa hizmettir. Aynı zamanda Topluma hizmettir..

Dünya kadınlar günü bazı kesim tarafından çalışan kadınlar günü diye anlaşılmaktadır. Oysa kadın her alanda kadındır. Doğuştan anaç yapıya sahip olan kız çocuğu oyuncak bebeğini benimser, onun annesi olma rolünü üstlenir.. Annesini taklit eder, evlenir, eşine ideal eş olma çabasına girer. Anne olma heyecanı başlar kanından canından olan bebeği 9 ay karnında taşır. Doğumdan sonra bebeğini topluma yararlı birey olarak yetiştirme telaşının yanında ağır sorumluluk yüküyle hayat geçer.  Kadın her zaman her yerde kadındır.

Ülkemizde kadın hakları bağlamında son yıllarda mevzuat açısından önemli değişikliklerin yapıldığını görüyoruz. Ancak mezuatın değişmesi ile meseleler çözülmüyor. Uygulayıcıların düşünce yapısı ve kadına bakış açısı değişmedikçe, yasa ve yönetmeliklerin yayımlanması yeterli olmuyor. Kadına şiddet evinde, kadına şiddet sokakta, istismar bir çok yerde.

 2016 yılında ulusal ve yerel gazetelere 317’si silahlı toplam 397 kadın cinayet olayı yansıdı. Cinayetlerde toplam 367 kadın ve aile bireyi öldürüldü. 109 kadın ve aile bireyi de yaralandı.

Son yıllarda ülkede kadına verilen değer hak ettiği yeri bulmadı. Yine de umudumuz var!

Atatürk’ün dediği gibi Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”

Bir Dünya Kadınlar Gününü daha geride bıraktık. Söylemler haykırdık, vaadler verdik. Kısa süre sonra bunlar tekrar unutulacak, bazı kadınlar gene köle muamelesi görecek, ezilecek ve bunlar yetmiyormuş gibi bir de terör belası yüzünden yiğitlerini kaybeden annelerin yürekleri yanmaya devam edecek! Bu kara tablonun devam etmesini istemiyorsak, kadınlar olarak haksızlıklara boyun eğmemeli, yanan yüreklere son vermek için terörün son bulması için mücadele etmeliyiz.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.