INTERNET HAFTASI ÜZERİNE

1993 yılında Türkiye yeni bir teknoloji ile karşılaştı. Bugün Internet adı ile anılan sistemin ilkel alt yapısını o dönemlerde kullandığımızda, bir çoğumuz Internet alanındaki gelişmelerin bu denli hızlı olabileceğini herhalde tahmin edemezdi. Internet’in bu kadar hayatımıza girdiği günümüzde, olumlu yanlarının yanında birçok olumsuzluklarını da görmezden gelmeyiz.

7 Nisan 2008 günü Siirt’te Siirt Üniversitesi tarafından düzenlenen “Internet Yaşamdır” panelinde konuşmacılardan biri de ben idim. Internet’in toplumsal sorunların artmasına neden olan yönlerini anlatılması, bu panelde işleyeceğim konu olmuştu. Eminim ki orada yaptığım konuşma, dinleyicilerin bazıları tarafından bir panik havası içerisinde değerlendirildi ve belki de “madem Internet’in bu kadar olumsuz yönleri var, o zaman çocuklarımıza bu teknolojiyi kullandırmamak daha doğru olmaz mı?” diyenlerin dahi olabileceğini sonradan düşünür oldum.

Panelde Internet’in olumsuz yönlerini ele almamın başlıca sebepleri arasında çocuklarımızın ve gençlerimizin aynen bir uyuşturucu bağımlısı gibi Internet teknolojisinin esiri olduğunu görmüş olmamdan kaynaklanıyor. Yıllardır bilişim alanında dersler veriyorum ve yaptırdığım bitirme ödevlerinin bir bölümünde, Internet sahasındaki gelişmeleri değerlendiriyorum. Maalesef üzülerek belirtmeliyim ki, ülkemizde henüz geçmişi 15 yıl olan Internet, gelecek neslimizi tahmin edemeyeceğimiz oranda etkiliyor ve geleceğimiz olan çocuklarımızı toplumdan kopmuş fertler sınıfına sokabiliyor. Internet çocukları dediğimiz bu kuşak, korkarım ki ileride aşağıda sergileyeceğim profilde insanları doğuracak!

Internet gençliğinin uzun süre bilgisayar önünde kalması; gözleri bozuk, beli bükük, boyun ve el bileği ağrısı gibi fizyolojik sıkıntı yaşayan bir neslin ileride çoğalmasına vesile olabilecek. Sanal ortamda sörf eden bugünkü gençlik, toplum içerisine yeterince girmeden yetiştiği için insanların bulunduğu ortamdan hoşlanmayacak, sohbetlerden kaçacak,  Gerçek arkadaşlık ve dostluk ortamlarından bir an önce ayrılarak diz üstü bilgisayarını kucağına alıp sanal dünyada rüya aleminde gezinecek, belki süresi abartılı sayılacak zamanını oyun başında ya da sanal aşkı ile geçirmenin sanal mutluluğunu yaşıyacak.

Çocukluğunda sanal ortamlarda uzun süre zaman geçiren gençlik, ileride evlendiğinde eşine ve çocuklarına yeterli şefkati gösteremeyebilecek. Eşine karşı sergileyeceği ilgisizlik yüzünden, eşler arasında problemler yaşanabilecek ve evde kucaklarında bilgisayar saatlerce birbiri ile konuşmadan ömürleri geçerken evdeki paylaşım yavaş yavaş yok olarak sorunların yaşanmasına neden olacaktır. Kendileri ile ilgilenmeyen anne-babaları gören çocuklar da bir yerde onları örnek alarak zamanlarının büyük bir kısmını bilgisayar üzerinde geçirmeye çalışacaklardır. Anne-babalar bu durum karşısında kendilerini meşgul etmediği için, çocuklarının uzun süre bilgisayar karşısında kaldıklarının farkında dahi olmayacaklardır.

Internet’te çocuk yaşlarda pornografik sitelerde dolaşan gençlik, ileride cinsel bunalıma düşebilir. Diğer taraftan Internet üzerinden dolandırıcılığı öğrenip, başkalarının paralarını aşırma yollarını bulmak için virüs yazılımları yaratmaya çalışabilirler. Internet üzerinden sohbet ederken kullandıkları argo kelimeleri günlük yaşamında da sürdürerek, Türkçe’yi yozlaştırılmış halde kullanmayı alışkanlık haline getirebilirler.

Yukarıda yazdıklarım hayal ürünü olarak algılanmamalı. Gözlemlerim ve çeşitli eğitim kademelerinde yaptığımız anket çalışmaları bu dizeleri yazmama yardımcı oldu. Elbette bu yazdıklarımla çocuklarımızın ya da gençlerimizin Internet kullanmalarına karşı olduğum anlaşılmasın. Vurgulamak istediğim konu, kontrolsüz Internet kullanımı bahsettiğim manzaraların oluşmasına vesile olabileceğidir. Her anne-baba Internet gerçeğini göz önüne alarak tedbirler almalı ve çocuklarımızın geleceğini karartabilecek olumsuzlukların şimdiden önüne geçmenin yollarını aramalıdır diye düşünüyorum.  Teknolojiye EVET, ancak yanlış kulanıma HAYIR diyoruz.