Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

İNSANLIKTAN NASİBİNİ ALAMAMIŞ MAHLÛKLAR

22
Ağustos
2016

22Huzur kenti, mert insanların diyarı, vatanına, bayrağına, toprağına, insanına canını feda eden yürekli insanların kenti Elazığ’ım. Ne oldu sana? Ne kalleş oyunları oynadılar senin bağrında? 18.08.2016 Perşembe günü sabah göklere yükselen siyah duman, şiddetli sarsıntı ve kulakları dolduran ses, yıllardır Elazığ’da yaşanılmamıştı. Diyebilirim ki geçmişteki depremlerin yaptığı tahribatlar hariç, ben Elazığ’da böyle bir tahribat görmemiştim.  Yıllardır çeşitli şehirleri kan gölü haline getiren canavar ruhlu insanlar, Elazığ üzerinden büyük ses duyurmak istediler.  

Türkiye üzerinde dış güçlerin katılımıyla çeşitli oyunlar oynandığını biliyoruz ve yaşıyoruz. Gün yok ki artık patlama olmasın. Gün yok ki şehit haberleri gelmesin, gün yok ki şehit eşleri, çocukları, anne- babaları, yakınları bayrak sarılı tabuta sarılıp feryat etmesin… Yazık yazık… İnsanın insana verdiği zarar bu kadar zalim olmamalı. Bu zihniyetteki insanlar acaba bu tabloları görürken buruklaşmıyorlar mı? Normal ruh halindeki insanın televizyonlardaki görüntüler karşısında gözyaşlarını saklaması mümkün değil. Böyle düşününce, bu cani ruhlu insanların olayları gerçekleştirebilmek için nasıl örgütlendiklerini akıl almaz oldu.

Güzel memleketimi mahlûklar kana buladı. Emniyet mensuplarını hedef alan insan dışı yaratık öyle bir saatte eylemi gerçekleştirdi ki; çoğu iş yerinde mesailerin yaklaşık başlama saati, esnafın işyerlerine gidiş saatleriydi. O saatte, o bölgede sivil vatandaş da çoktu. Acı hem de çok acı bir tabloydu. Suçsuz, masum insanlar hayatlarını insan ve hayvan sınıfına girmeyen bir yaratık ya da yaratık grubunun eylemi sonucunda kayıp ettiler ya da sakat kalacaklar.

Mert, cesur Elazığlı ya da Elazığ’a gönül veren güzel insanlar… Yine ne güzel tek yürek oldunuz. O ne güzel yardımseverlik. O ne duyarlılık, o ne özveri, emniyet mensupları göz bebeğiniz oldu. Patlamadan hemen 2-3 dakika sonra o kadar insan emniyet binasının önünde nasıl toplandı, hayretler içerisinde kalmamak mümkün değil.

Enkaz haline gelen binaya girmek isteyen vatandaşa ikinci bir patlama olacağı uyarısını yapan emniyet mensuplarına verilen cevap “ siz girmeyin, size bir şey olmasın, ölürsek biz ölelim” diyen Gakko’lar… Trafik ışıklarında duran araçlara sormadan ve sorulamadan binip hastanenin yolunu tutan, kan vermek için yarışan Gakko’lar.  Taksiye binerek hastane yolunu tutan yolcunun taksi ücreti ödemek istemesi durumunda “bugün o gün müdür?” diyerek ücret almayan Gakko taksiciler, koliler ile güvenlik güçlerine su dağıtan Gakko’lar, yaşlı, genç, çocuk demeden omuz omuza veren Gakko’lar, memleketleri için canın veren Gakko’lar…  İşte Elazığ sevilmez mi! Bu memlekette böyle kahpece vurma olmazsa, teröre geçit verir mi Gakko’lar diyarı Elazığ.

Trafik kurallarının ihlal edildiği, trafik de birbirimize saygımız yok dediğimiz hemşerilerimiz o gün polis yok iken kendileri organize oldular. Halkın bilinçli yardımsever olması, yaralıların bir an önce hastaneye kavuşmalarını sağladı. Emniyet Müdürlüğü binası ile hastaneler arasındaki caddelerde her gün sıkışık park eden araçlar o gün yoktu. Ambülansların saniyeler ile yarıştığı biliniyordu. O gün birçok sürücü trafik kontrolünden kendisini sorumlu hissedip sadece olay yerini en yakın hastanelere bağlayan yolları yaralıları bir an önce hastaneye ulaştırabilmek için tamamen boşaltılmışlardı.

Olaydan bir saat sonra yaralı vatandaşa kan verebilmek için gidenlere görevlilerin verdikleri cevap “Kan ihtiyacı kalmamıştır”. Negatif kan grubu gibi az bulunan kan ihtiyacı anonsları beni ciddi anlamda huzursuz etmişken, yeğenimin kan vermek üzere gittiğini; ancak, hiçbir gruba ihtiyaç kalmadığını söylemeleri bir nebze rahatlattı. Olaydan hemen sonra 1000 kişi kan vermek için merkezlere akın eden güzel insanlar sizi seviyorum.

15 Temmuz Darbe girişimi sonrası ve 18 Ağustos Emniyet Müdürlüğündeki patlama, bizi yine birbirimize kenetledi. Elazığ bir bakıma farklı dinlere mensup halkın yaşadığı bir kenttir. Kilisesi, camisi, cem evleri ile farklı din veya mezheplerin ibadetlerini rahatça yapabildikleri yerdir. Yıllardır Alevi, Sünni, Kürt, Zaza, Türk, Ermeni toplumu bağrında barındıran Elazığ, o sıkıntılı günde daha fazla kenetlendi.

İşte gün tek yürek olma günüydü.  Siyasi, etnik ve dini ayrım yoktu, ne güzeldi… Sadece Elazığlılar değil; bu huzur dolu kentte yaşayanlar Türk’ü, Kürt’ü, Alevi’si, Sünni’si, Zaza’sı, Ermeni’si birlikte nöbet tuttu. Ellerinde al yıldızlı bayrağımızla caddeleri doldurdular, yaralılara yardım etmenin yollarını aradılar.  Sağlık sorunları nedeniyle kan veremeyenlerin, çaresizlikle hastane önünde ağladıkları şehirdir ELAZIĞ. Günlerdir yerel ve ulusal basında görünen bu anlamlı tablo sanırım insanların dikkatinden kaçmamıştır.

Dileğimiz ülkemiz için kötü günlerin geride kalmış olmasıdır… İyi ki bu topraklarda doğmuşum, iyi ki bu topraklarda yaşıyorum. Seviyorum Elazığ seni, taşın toprağın huzur veriyor. Gönderden bayrağın inmesin. Birlik beraberliğimiz daim olsun.

 Şehitlerimize rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Yaralılarımıza şifa, teröristleri ise lanet ederek, terör hareketlerini şiddetle kınıyorum.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.