Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

GÜN OLA DEVRAN DÖNE

12
Ekim
2013

Umut dünyasında yarınlar, beklentiler, hayaller, planlar bitmez. Herkes kendisine göre gelecek ile ilgili planlar yapar. Birey çevre ve kendi koşullarını dikkate alarak yaşamıyla ilgili, mesleği ile ilgili, sosyal hayatıyla ilgili, geleceği ile ilgili kendisi ve ailesi için yol haritası çizer. Bu yol haritasını hangimiz çizmedik ki… Amaçsız yaşam zaten söz konusu olamaz. Kendimiz ya da himayemiz altında bulunan bireyler için belirlediğimiz yol haritasında elbette risk faktörü vardır. Hedefe ulaşırken fiziksel ortamdan kaynaklanan, sistemden kaynaklanan, yetersizlikten kaynaklanan engeller beklenti çerçevesindeki risk faktörlerinin başında gelmektedir. Bu engeller yutulur cinstendir. Risk ya da engel faktörüyle mücadele etmek mümkündür. Mücadele sonucunda başarısız olunsa dahi insanlar üzülür ama kin tutmazlar.

Bazen de bu engeller, risk faktörlerinin dışında olaylar kişiselleştirilince engeller çirkinleştirilmekte.  İnsanları mağdur etmekten hoşlanan zayıf karakterli insanlar geminin dümenini aldıkları sürece “güç bende “ sloganıyla yatıp kalkarlar. Çevreleri sadece sevenleriyle dolu değil çoğunluğu tabiri caizse yalakacılar ile dolu. Nereye? Ne zamana kadar? Zirvede oldukları süreç bitinceye kadar! Zirveden ayrıldıkları gün hemen çözülmelerin başladığını görüyoruz. Gün gelir bir başkaları zirveye gelir ya da getirtilir, bu defa aynı senaryo tekrarlanır, ardından öç alma planları yapılır, önceki dönemde  yapılanlar karalanır ya da yeni bir yapılanma ile iyisiyle kötüsüyle izler silinirken, ilerleme yavaş kayıt edilir. Bu tezgâhı ne yazık ki birçok kurumda görmek mümkün. Makamlar hak edene değil. idareye kim yakınsa onlara verildikçe, yani adam kayırmaca yapıldığı sürece kurumun gelişmesinin yavaşlaması kaçınılmaz hal alır. Olan bu güzel ülkeye olmaz mı?

Her alandaki idareciler başa geldikleri zaman kalıplaşmış bir ifade kullanırlar. “Herkese eşit mesafede uzaktayım” bana göre buradan çıkan sonuç adil, dengeli bir idarecilik profili ve icraatının sergilenmesidir. Ancak görülüyor ki sarf edilen bu cümle sadece basın açıklamalarında motif olarak kalıyor. Yapılan hatalar ya da eksiklikler ve güzellikler sadece lider konumundaki amire mi aittir? Hayır, amirin üzerinde etkin olan yani o süreçte hatırı büyük olan çevresinin amirini yönlendirmesi bazen yapıcı olsa çok göze gelmez, ama hatalar olunca elbette daha çok göze batarak insanların ilgili makama bakış açısını değiştirebilir.

Sosyal hayatta olsun, iş yaşamında olsun, genellenir ise bütün yaşam tarzında iletişimin kopuk olmasının ya da yanlış yapmanın nedenlerinin başında birisini bir başkasının değerlendirmesi ile tanımak. İnsanız, etki altında kalmamak mümkün değil! Sıradan vatandaş için bu etki altında kalarak davranma şekli çok zarar veremese de bir idareci için personelde oluşturacak kırgınlık, burukluk ve getireceği güvensizlik saygınlığın kayıp olmasına neden olabilir. Makamlara mutlaka saygımız vardır gönül ister ki koltuklarda oturanlar kişilikleri ve icraatlarıyla özdeşleşsinler.

Atamalarda, taltif edilmelerde kişinin özellikleri ön planda olması gerekirken referansı kim, kimin yakını, rengi ne, görüşü ne,  kiminle arkadaş? gibi değerlerle ölçülmesi belli zaafların  göstergesidir. Vatanın bütünlüğünü bozmayacak görüşünde olanlar bütündür. Farklı nitelemek bahane aramaktan öteye geçmez.

Bazı insanlar sisteme çabucak ayak uydurarak günün adamı olur ve işlerini yürütürler. Oturmuş bir karakter belli çıkarlar için kişiliklerinden kayıp etmemeliler.  Çoğu zaman bazı insanlar bazı insanlara yakın olmanın mükâfatını alırken; bazı insanlar da bazı insanlara yakın olmanın bedelini ödemektedirler. Peki, nerede o kişi? Kim o kişi?

Makamlara geldikçe adalet duygusu, doğruluk ve mütevazılık çerçevesinde hareket etmek makamı işgal eden insanlara değer katar. Sayılı gün çabuk geçer. Kimler geldi kimler geçti…. Geçmeye de devam edecek. Güzel anıtlar ve anılar bırakmak en güzel mirastır. Sonraki nesle örnek olmak için örnek çalışmalar sergilenmelidir.

Thoms Edison’un şu sözünü paylaşmak isterim. “Alçak gönüllü yüreklerde yaşayan düşünceler yüksek düşüncelerdir.”

Hayat bazen en çok istediklerimizi alır bizden.
…ve ALLAH en sabredemeyeceklerimizle sınar bizi.!
Aklı olan sabırla helalleşir ,olmayan ise kendiyle cebelleşir.
Bazen güneş tam gözlerinin içine doğar insanın.!
Hiç ummadığımız zamanda gecelerimize gün
günlerimize heves gelir.
Bazen de ne heves kalır yüreğimizde ne de çare.
Gün gelir şükredersiniz bugüne ,gün gelir keşkeler dolanır dilinize !
Rabbim her seferinde …
”İYİ Kİ” ile başlayan cümleler kurmayı nasip etsin bizlere. Amin..

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.