Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

FİLİSTİN KAN AĞLIYOR DÜNYA SEYREDİYOR!

06
Ocak
2009

Tarih boyunca bazı toplumlar diğer ülkelere sürekli problem yaratmışlardır. Ellerindeki askeri gücü acımasızca kendilerinden olmayan vatandaşlara karşı ölüm aracı olarak kullanmışlardır. Dünya ülkeleri de çıkarlarını ve dinsel birlikteliklerini göz önüne alarak taraf olmuşlardır. Taraf olma konusunda genellikle dini inanç birliğinin ön plana çıktığını görüyoruz.

 

Tarih boyunca birçok katliamlar yapıldı. Masum insanlar hunharca katledildi. Bu eylem bazıları tarafından “soykırım” diye nitelendirilirken, bazıları da adına “terörle mücadele” dedi. İnsanlar bazen bir hiç uğruna ölüp gidiyor, vatanlarını terk etmek zorunda bırakılıyor. Güçlü olan, genelde haklı var sayılıyor.

 

İkinci dünya savaşında İsrailliler, Almanlar tarafından “soykırımına” tabi tutuldu. Ancak Almanya’nın ekonomik ve siyasi gücü nedeni ile bu katliamlar soykırım diye nitelendirilmiyor. İkinci dünya savaşında fırınlarda yakılarak öldürülen yahudiler, bugün filistinde aynı katliamı bu defa kendileri yapıyorlar. Filistinlilerin kendi topraklarını kaptırmama mücadelesini ise “terör” olarak nitelendiriyorlar.

 

Yahudilerin kendi devletini kurması gerektiğini, yahudi kökenli tarihçi Theodor Herzl, 1896’da yayınladığı kitapta söylüyordu. 1903’e kadar Siyonist göçmenlerle bölgede yaşayan yahudilerin sayısı 25 bine ulaşmıştı. 1917’de İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur Balfour, Filistin’de bir Yahudi devleti kurulacağı sözünü vermişti. O dönemlerde İngiltere mandası altında olan Filistin’de yüzbinlerce yahudi göç etti. 1922’de Filistin’deki 750 bin nüfusun yüzde 11’ni yahudiler oluşturmuştu. Yahudilerin bölgeye göçü sürekli artıyordu. İngiltere birlikleri bölgeyi terk ettiklerinde, Tel Aviv’de 14 Mayıs 1948 günü İsrail Devleti kuruluyordu. Bu tarihten itibaren bölgede Filistinliler ile İsrailliler arasında sürekli çatışmalar sürdü.

 

Bu tarihsel gelişmeye bakıldığında, “Dağdan geldi, bağdakini kovdu” sözünü hatırlıyorum. İsrailliler göç yolu ile bölgeye yerleşmiş ve sonuçta orada bir devlet kurmuştu. Bu gelişmelerin ardında ise Avrupa ve özellikle de İngiltere yer alıyordu. Oysa birinci dünya savaşı öncesinde Filistin Osmanlı İmparatorluğu himayesinde idi.

 

İsrail, bölgede tutunabilmek için Avrupa ve Amerika’yı arkasına alarak tarihten gelen bir Siyonist proje olan “Büyük İsrail Projesini” gerçekleştirmek için hızla yoluna devam ediyor. Bugün GAP bölgesinde yahudilerin arazileri olduğu, yeni arazi satın aldıkları iddia edilmektedir. Bu iddia şayet doğru ise, nasıl ki Yahudiler diğer ülkelerden göç ederek bugünkü İsrail’i kurmuşlar ise, ileride GAP bölgesinde aldıkları arazilere yerleşerek, ülke sınırlarını genişletmenin yolunu düşünebilirler.

 

Müslümanlar arasında bir birlik ve beraberliğin olmadığı, son İsrail saldırısı sonrasında tekrar görüldü. Dünya suspus, sesizliğini koruyor. Bu arada ABD’de bazı televizyonlar Yahudilere yardım çağrısı yapıp duruyor. Filistinlilerin İsrail’e attığı füzeler ve yıkılan binalar gösteriliyor. Ama diğer taraftan yüzlerce sivil halkın katledildiğini, adeta soykırımına uğratıldığından söz eden yok. Bu ne biçim bir adalet, bu ne biçim bir gelişmiş ve diğer toplumlara liderliğe soyunmuş sözde modern  ülkeler ve korkularından bir türlü ses çıkaramayan Arap ülkeleri! Suskun kalmaya devam edin, birgün Yahudiler sizin de kapınızı zorlayacak, ama o zaman da iş işten geçmiş olacak. Filistindeki kardeşlerimizin yanında olmalıyız onlara maddi manevi destek vermeliyiz. Basında gördüğümüz resimler insanı ciddi anlamda sarsarken acaba orada yaşamak nasıl bir duygudur. Gazetelerde Filistin’de katliam yapanları ve hele çocukları acımasızca öldüren zihniyeti şiddetle kınıyor, öldürülenlere Allah’tan rahmet diliyorum.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.