Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

ERZURUM

05
Haziran
2013

Dadaşların memleketi Erzurum’dur. Dadaş denince akla Erzurum, Erzurum denince de akla Dadaş gelir. Doğu Anadolu Bölgesinin en büyük ve en kalabalık kentidir.  Erzurum Palandöken dağının eteklerinde kurulmuştur.  Eski bir yerleşim yeridir.  Erzurum coğrafi yapı olarak Doğu Anadolu Bölgesinde yer alsa da bir bölümü Karadeniz Bölgesi içerisindedir. Yerleşme alanı yaklaşık 1950-2000 metre yükseklikte ova üzerine kurulmuştur.

Bir kaç defa gidip çok kısa süre kaldığım Erzurum’da geçen hafta 3 günü geçirdim. Daha iyi tanıyabildim. Sırtını yasladığı Palandöken dağı, baharın gelmesiyle sadece zirvesinde azıcık kar ile görünüyordu. Dağın yamacındaki otellere daha önceleri sadece yemek amaçlı gitmiş ve kısa süreli kalmıştım. Bu gittiğimde dağdaki otelde konakladık. Oteller turizme yakışır şekilde yapılmış. Çok şık ve iyi işletmecilerle çalıştığına şahit oldum. Kar olmamasına rağmen toplantılar nedeniyle doluluk oranı fena sayılmazdı.

Erzurum’un Nene Hatun’u var ki..Türk – Rus savaşında Aziziye Tabyasında bir grup kadınla gösterdiği kahramanlıktan sonra tarihe ismin yazdırmıştı. Ermeni köyünden harekete geçen bir grup çete askeri uykuda yakalamış ve katletmişler. Arkadan gelen bir grup Rus kuvveti hiç direnç görmeden Aziziye Tabyasına yerleşmişler. Haber alan gencecik Nene Hatun şehit olan kardeşinin ve savaşta olan kocasına yapılacak bir kötülüğün hırsıyla bir grup kadınla ve ilkel öldürücü malzemelerle  mücadele ediyor. Kadınlı – erkekli, taşlı – sopalı mücadelesinden sonra Aziziye tabyasını yine düşmanlardan alma cesaretini göstermiştir.

Kış turizmine açık olan bu kent tarihi yapısı ve inanç turizmiyle de ilgi toplamaktadır. Çifte Minareli Medrese, Erzurum Kalesi, Üç Kümbetler, şehir merkezinde dokularını korumaktadır. Şehir merkezi bozuk yollardan ve tozdan birçok Doğu Anadolu şehri gibi nasibini almıştı. Şehir merkezi oradaki serin havaya rağmen neden daha yeşil olmasın ki?  Erzurum’a 120 km uzaklıktaki vahşi yükselti sarp dağların arasında görünen Tortum Gölü ve Tortum Çağlayanı manzarası görmeye değerdi.  Tortum Çayının  48 metre yükseklikten  dökülmesiyle oluşan çağlayan ayrı bir güzellikti. Dağların yansısı sanki ayrı bir derinlik vermişti. Ancak o kadar güzel bir manzaradaki tesislerde işletmecilik neden daha profesyonel olmasın ki?  Lavaboya girebilmek için düşünmek gerekiyordu. Hijyen diye bir şey hiç düşünülmemiş. Elbette toplu yaşanılan yerlerde temizlik yapılsa dahi kullanıcılar duyarlı değilse ortamı temiz tutmak çok zor olur. Manzara benzeri olsa da taşan çöpler neden alınmasın? O kadar güzel doğal manzara yabancıların elinde olsa turizm açısından ve oradan gelecek gelir anlamında olabildiğince değerlendirebileceklerine inanıyorum.

Oltu taşıyla anılan Erzurum bu taşın reklamını iyi yapmayı becermişlerdir. Erzurum’a giden yerli yabancı turist kendisini oltu taşıyla yapılan takıların pazarlandığı Taşhan adıyla anılan handaki mağazalarda bulur. Esnaf gerçek bir dadaş gibi davranmakta! Yardımsever, ilgili, müşteri memnuniyetini ön planda tutmaktadır. Bu davranışları belki bir parça ürün alacak müşteriyi bir kaç parça alması için peşin ikna yollarından birisi olmaktadır.

Her bir kenti, ilçesi, köyü ayrı değerlere sahip olan ülkemizin kıymetini nasıl bilmeyelim ki?

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.