Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

ERMENİ VATANDAŞLARIMIZ

21
Ekim
2009

Anadolu’da tarihsel gelişimin sonucu olarak farklı halklar bir arada yaşamış ve kültürel girişimleri olmuştur. Anadolu coğrafyasında eskiden yaşamış toplulukların kültürel mozaiğini birçok ilde görmek mümkündür. Doğup büyüdüğüm bölgede de Türk, Kürt, Ermeni, Arap, Süryani ve diğer etnik kökenli vatandaşlar bir arada yaşamıştır.

Mardin’de, Siirt’te, Elazığ’da, Kars’ta, daha açık bir ifade ile Doğu ve Güneydoğu’nun birçok il ve ilçesinde farklı halklar uzun dönemler bir arada yaşamışlar ve birbirleri ile kültürel entegrasyon sağlamışlardır. Elazığ’da büyüklerimizin Ermenilerle ilgili anlattıkları hikayeleri dinlerdik. Kayınvalidemin köyünde Ermeni aileler de yaşarmış. Çok iyi komşulukları olduğunu, dantel, örgü, dokuma türü el sanatlarında Ermenilerin çok maharetli oldukları anlatılırdı.

Elazığ’da Ermeni vatandaşların birçoğu sanat icra ederlerdi. Diş doktoru, kuyumculuk gibi meslekler onların ellerinde idi. Eşimin sınıfında da Ermeni kökenli arkadaşlarının olduğu ve çalışkanlıkları ile dikkatleri çektiklerini belirtirdi.

Geçen yıllarda Suriye’ye gittiğimde Halep’te mücevherat satan kişinin mağazasına girdiğimizde, kendisinin Harput’tan göç ettiğini duyduğumuzda çok heyecanlanmış ve bir hemşehrimizi görmenin mutluluğunu yaşamıştık. George isimli bu Ermeni vatandaşı da Elazığlı olmamızı dikkate alarak sattığı mücevherlerde biz teklif etmeden büyük indirimler yapmıştı.

Tarihin geçmişindeki derinlikleri ortaya koyacak mesleki bilgiye sahip olmamız mümkün değildir. O nedenle de 1915 yıllarla ilgili şövenist duygularla yorum yapmak yerine, geçmişi unutarak geleceğe yönelik dostlukları pekiştirmenin yollarını aramalıyız. Tarihçiler bir araya gelerek gerçekleri ortaya koymak için çaba göstersinler. Suçlu tarafın kimler olduğunu ortaya koysunlar. Ama eski yaraları deşip de kin ve nefreti körüklemeleri yerine, dostluk köprülerinin nasıl atılacağını düşünmelidirler.

İsviçre’de Türk ve Ermeni Dışişleri Bakanlarınca imzalanan protokol, umarım meclislerde de kabul görür ve iki halk arasındaki husumetlerin sona erdirilmesi için çaba sarf edilir. Ermeni sınırın açılması ile işe başlanılabilir. Bu arada kardeşlerimiz olan Azerbaycan halkını da kesinlikle göz ardı etmemeliyiz. Aynı köke sahip iki devletin ilişkilerini hırpalayacak hareketlerden kaçınmalıyız.

Anadolu’nun birçok yöresinde farklı etnik kökene sahip vatandaşlar yaşamakta ve bunlar Türk vatandaşı kimliği ile ülkemizin gelişmesine katkı sağlamaktadırlar. Bu vatandaşların bilgi ve becerileri ile biz Türklerin, Kürtlerin ve diğerlerinin bir araya gelmesi ile çok önemli gelişmeler sağlayabiliriz.

Kürt açılımının gündemde olduğu bu günlerde benzer şekilde Ermenilerle de bir açılım içerisine girmek, ulu önder Atatürk’ün “Dünyada ve Yurtta Sulh” söyleminin göstergesidir. Açılıma girerken, ülkenin birlik ve beraberliğini tehlikeye sokacak ve ileride ülkenin bölünmesine zemin hazırlayacak ödünler vermemek için de çok dikkatli olmalıyız.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.