Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

ELAZIĞ BELEDİYESİNE GÖNDERME

18
Kasım
2015

Her seçimde biz vatandaşlar adaylardan birisinin arkasında durur bazen tanımasak bile göklere çıkarır, diğer adayları yakinen tanımadığımız halde bazen duyumlarla, bazen önyargı ile yerden yere çalarız. Öyle ki; yakın tanımadıkları adaylara körü körüne bağlananlar ya da yine tanımadıkları adayların arkasından olumsuz konuşmalarından dolayı yakın arkadaşlarını kıranlar olabiliyor. Hatta aile bireyleri dahi seçilecek adaylar yüzünden sert konuşma ortamları yaratabiliyor. Kısaca verilecek bir oy nedeniyle ilişkiler yara alır, kalpler kırılır, küskünlükler başlar.  Elazığ halkı büyük hayaller ile seçim sandığına gider. Herkesin yüreğinde yatan bir aday vardır. Sonuçlar belli olur bazıları mutluluktan uçarlar, bazıları hüsrana uğralar.

Bu defa beklentiler başlar verilen vaatlerin yerine gelip gelmediği takip edilir, önceki dönemler ile kıyaslamalar başlar. Bazıları umduklarını bulur, bazıları ön yargılı oldukları için yapılan hizmetleri görmezden gelir, bazıları objektif pencereden bakarak yapılan hizmetleri de eksiklikleri de görür. Bir kurumun hizmetinin daha iyi olabilmesi için sürekli çevreye Polyanna gibi bakmamak lazım.  Dost acı söyler misali, yaklaşım kurumu yada kişiyi doğru iş yapmaya yönlendirir.

Elazığ gelişmişlik yönünden çok şanssız bir il. İlimizi temsil eden siyasiler ve yerel yönetimden layık olduğu hizmeti alamayan şehir uzun süredir monotonlaştı.  Düşünüyorum acaba halk yenilik isterken bir yandan da yapılan işlere çomak mı sokuyor?  Birçok yenilik mahkemeler yüzünden olması gereken zamandan ya daha geç bitti ya da yarım kaldı. Hemen ilk aklıma gelen en yakın zamanda olan Çayda Çıra kavşağındaki alt geçit trafiği hafifletecek diye başlandığında, aylarca o bölgede oturanlara çile çektirildi. Nedeni mahkemelik bir durumun olmasıydı.  İnşaatı başlayan hükümet konağı binası için inşaat başladı, ama yine bir mahkeme kararıyla durduruldu. Yıllar önce çevre yolunda yapımı süren  Yimpaş inşaatı yarım kaldı. Yarım kaldı da ne oldu madde bağımlısı çocukların barınağı oldu.

 Son yıllarda Elazığ’da görsel anlamda büyük değişiklikler yapıldı. Şehre batı yönünden girişin her geçen gün güzelleştiği inkâr edilemez. Dolayısıyla yatırımlar değerini buluyor. Artık batı yakası alış veriş yerleriyle, banka hizmetleriyle, sosyal alanıyla, dinlenme alanlarıyla apayrı bir yerleşke görünümüne büründü. Ancak birkaç dakika süren yağmurdan sonra trafiğin alt üst olduğunu görüyoruz.

Yine şehrin batı tarafında Çayda Çıra Mahallesi, Yeşilkent’in üzerindeki tepe, 1800 evlerin üst tarafları apartmanlar ile doldu.  Ancak bu kadar çarpık bir plan olabilir, diye üzülmemek elde değil. Evlerin yönleri çarpık, nasıl proje! Arsadan daha fazla daire çıkarmanın peşinde olan müteahhitlere bu tür projeler için izin nasıl verilir? Niçin verilir? Kontrolü yok mu? Oysa yeni yerleşim yerleri neden planlı olmasın. Temel yanlış oldu ya, artık o plansızlık öylece devam eder gider.

Elazığ’ın en eski mahallerinden olan Nail Bey Mahallesinde sokakların birbirlerini dik kesmeleri o zaman ki şartlarda dahi ne kadar akılcı ve planlı düşünüldüğün ispatıdır. Yine gördüğüm gelişmiş ülkelerin hepsinde caddeler kıvrım kıvrım değil. Evler de sıralı dizili. Bunları Google map de görmek mümkün.

Elazığ’da üvey evlat muamelesi gören yerleşim yerlerinden birisi de Doğukent Mahallesi. Kurulduğu zaman istikbal vaat eden bu mahalle ne yazık ki belde görünümünde kaldı. Orada oturan sakinler yerel yöneticilerden artık umutlarını kesmiş; bölge hastanesinin yapımına umutlarını bağlamışlar.  Oysa yaz ve kış şehrin nefes alınacak mahallesi, taş yığını olmayan müstakil evlerin doğa ile buluştuğu mahalle köyleştirilmeye mahkûm olmuş.  Doğu Kente giden ana yol üzerinde yıllar önce DSI tarafından kanal yapılmıştı. Etrafı güller ile donatıldı, buraya kadar güzel. Kanal mantıklıydı, çünkü yağışlı havada meyilli arazisi olan Ulukent tarafından gelecek yağmur suları kanala akacaktı. Ama nerde…. Çünkü yoldan kanala açıklık bırakılmamış cadde doluyor ancak, orta kaldırım taşını aşar ya da arada yaya geçitlerini aşarsa Sanayii ye doğru akıyor. Kanal ne işe yaradı anlaşılmıyor.

Fırat Üniversitesi’nin Atatürk Lisesi yönünden her girişte kendi kurumum ve Belediye hizmetleri adına içim yanar. Girişler özellikle ilk gelenler için çok önemlidir. İlk girişte olumsuzlukların olması istenmeyen durumdur. Atatürk Lisesinden Üniversiteye döndükten sonraki birkaç metrelik yolda zikzak çizerek gidilebiliyor. Çünkü  çukurlar kaçınılmaz. Yağışlar geliyor o büyük çukurlar su ile dolarsa aracın lastiğinin yırtılmaması mümkün değil. Merak ettiğim Üniversite Hastanesinin önünden başlayıp Zübeyde Hanım caddesine kadar yapılan asfalt çalışmalarından o 100 metrelik yol neden nasiplenmedi? Acaba özellikle söylemek mi gerekiyordu. Eğer yöneticilerimizin hatırlatmaları gerekiyorsa neden hatırlatılmadı.  Üstelik birçok personelin kullandığı giriş olduğu için görmemek mümkün değil. Neyse kar ya da yağmur suyu doldurduğuna umarım bir yetkilinin araç lastiği yırtılırsa o zaman onarımı yapılabilir.

Belediye yeni yönetimiyle göreve başladığında ilk icraatlarından birisi kaldırım ihlalini engellemek oldu. İlk günler konunun üzerine gidildi. Tamam, kaldırım ihlali yasak, ama bu yasak herkese yasak olmalı eğer uygulanacaksa. Mesela,  Hazardağlı kavşağının yukarısındaki kavşaktan hemen sonra gariban bir köylü eski bir kamyonetinde sebze satıyordu. Kaldırım ihlali denirse sadece yol kenarında park eden aracı ve araçtaki sebzesi vardı.  O gariban köylü hemen uzaklaştırıldı oradan. Şehir merkezinde Gazi Caddesi’nin hemen üzerindeki dolmuş yolu dar kaldırımlar da tezgâh ve çay ocaklarının tabureleri ile dolu. Resmigeçitten geçer gibi yürümek hiç de iç açıcı değil. Yine kapalı çarşı üst sokağında sebze tezgâhları kaldırımı döşemiş, daracık yolda yürürken gelen aracın ayağınızın üzerinden geçecek hissi kuvvetli.

Kurallarda ya hep ya hiç mantığı uygulansa insanlar da daha mutlu olur, güven artar.  Terazisi bozulan batı tarafı ağır basan şehrin doğu kefesi de hizmete layık.

Elazığ bir bütündür ve Elazığ hepimizindir.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.