Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

DÜNYA ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN

09
Ocak
2015

20.06.1952 tarihli ve 8140 sayılı Resmi Gazetede “Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun” yayınlanmıştı. O dönemlerde basında çalışan gazeteciler büyük sorunlar yaşıyorlardı. İşten çıkarılmaları patronlarının iki dudağı arasındaydı. Çalışma güvenceleri ve haklarını savunacak güçleri bulunmuyordu. Gazete patronları gazetecilerin geceli gündüzlü yoğun bir biçimde çalışmalarını isterken, uyguladıkları ücret politikaları ile gazetecileri sömürüyorlardı.

Gazete patronlarının aralarında oluşturduğu tekelci zihniyetin bir ürünü olarak, bir gazetede çalışan bir gazeteci işinden ayrıldığında diğer bir gazetede iş bulması hemen hemen imkânsızdı. Bu sömürücü düzeni gören irade, 04.01.1961 tarihinde gazetecilerin çalışma haklarında önemli iyileştirme yaptı. Basın camiasında da bu değişiklik 212 sayılı Yasa olarak ünlendi.

Yasada yapılan değişiklik üzerine 9 gazete sahibi yasayı protesto etmek amacıyla 3 gün boyunca gazetelerini yayınlamama kararı aldılar. Bu olay üzerine gazeteciler 10 Ocak 1961 tarihinde basın özgürlüğüne sahip çıkmak amacıyla Sendika önderliğinde bir yürüyüş yaptılar. 11-13 Ocak 1961 tarihleri arasında da “BASIN” adı ile kendi gazetelerini yayımladılar. O tarihten sonra 10 Ocak “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kutlandı. 12 Mart 1971 muhtırası sonrasında 10 Ocak “Bayram” olmaktan çıkarıldı ve “Çalışan gazeteciler Günü” olarak anılmaya başlandı.

Özgür basın denilince; doğruları savunabilen, haksızlıklara karşı çıkabilen, kalemini mağdurdan yana kullanabilen tasarruflar anlaşılır. Ancak, Türkiye’nin geçmişine bakıldığında hemen her dönemde ülkeyi yönetenlerin aleyhine çıkarılan yayınlar karşısında medya devamlı susturulmaya çalışılmıştır. Hapis cezasına çarptırılan gazetecilerin çokluğu bakımından ülkemizin geçmişi karanlık süreçler yaşamıştır.

Maalesef “Naylon Basın” adıyla bilinen süreçler de ülkemizde zaman zaman talihsizce karşımıza çıkmıştır ve halen bu tür “Naylon Basın” şirketleri mevcuttur. Basın İlan Kurumunun sunduğu pastadan faydalanabilmek amacıyla kurulmuş birçok basın şirketleri bulunmakta ya da sahibi oldukları medya unsurlarını şantaj aracı olarak kullanarak nemalanmak isteyenler olabilmektedir. Bu çürük elmaları ayıklayacak olanlar da yine sağduyulu ve gerçek basın eylemini sürdüren basın mensupları olacaktır.

Habercilik adına hayatlarını kaybeden gazetecilerin sayısı da fazladır. Özellikle savaş ortamlarında gazetecilerin kasti olarak öldürdüklerine de şahit oluyoruz. Bunun haricinde tehdit edilen, yazdığı bir haber yüzünden fiili saldırıya uğrayan, hatta faali meçhul cinayete kurban giden gazeteciler bulunmaktadır.

Elazığ’da yayınlarını sürdüren Yeni Ufuk Gazetesi imtiyaz sahibi Sayın Nafiz Koca, haksızlıklar karşısında cesurca mücadele etmenin bedelini maalesef yakın bir geçmişte kendisine yapılan bir saldırı ile ödedi. Saldırıyı gerçekleştiren şahsın bildiğim kadarıyla halen yakalanamamış olması da içe sindirilir bir durum değil.

Elazığ Basın ve Medya Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Koca geçen yıl 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü münasebetiyle Elazığ Akgün Otelde bir anma etkinliği düzenlemişti. Bu etkinliğe her görüşten kişilerin, yöneticilerin, kamu kurum ve kuruluşları yöneticilerin katılması sağlanıştı.

Toplumsal barışı sağlamak, farklı görüşteki insanları bir araya getirebilmek, Türkiye’nin çok fazlasıyla ihtiyaç duyduğu ve özlenen bir manzaradır. Bu tür etkinliklerin diğer Sivil Toplum Kuruluşları tarafından da gerçekleştirilmesi arzulanmaktadır. Bu vesile ile Çalışan Gazeteciler Gününü kutlar, hür ve tarafsız basın unsurlarının çoğalmasını ve etkin rol oynamasını diliyorum. Bunun gerçekleşmesinde de basın mensuplarının kalemlerini haktan ve doğrudan yana korkusuzca ifade etmesiyle gerçekleşebileceğine inanıyorum.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.