Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ

03
Mart
2010

25 Şubat 2010 tarihinde Elazığ’da Girişimcilik Becerilerinin Geliştirilmesi Ulusal Konferansı yapıldı. İnsan Kaynaklarının Mesleki Eğitim Yoluyla Geliştirmesi Projesi (İKMEP) kapsamında gündeme gelen bu konferansta bir hayat hikayesini ele almak istiyorum. Öğretmen Yetiştirme ve Eğitim Genel Müdürü Ömer Balıbey’in oturum başkanlığını yaptığı panelde, Bilim Sanat Merkezinde görevli Esra Güler’in hayatında verdiği mücadele sonrasında yakaladığı başarı öyküsünden bir kesit sunmak istiyorum.

Esra Güler 1978 yılında ilkokulu bitiriyor. Babasının arzusu doğrultusunda okutulmuyor. Kendi ifadeleri ile destek, hayal gücü, inanç ve mücadele azmini arkasına alarak hayat çizgisinde yarattığı değişimleri tek tek sıralıyor. Bu sayılan unsurların hayatın her alanına uygulanabileceğini vurgulayan Güler, çok küçük yaşta evlendirildiğini ve çocuklarının olduğunu, hayatını dolu dolu çocuklarıyla birlikte geçirdiğini, çocuklarının biraz büyümesi ile hayatında boş zaman dilimlerinin oluştuğunu, çok sıkıldığını ve birşeyler yapmak istediğini, ancak yaşam koşullarının kendisini sınırladığını söylüyor.  Bir akşam eşiyle konuşuyor. Çok sıkıldığını, kendisine bir uğraş alanı bulmasını istediğini belirtmesi üzerine eşi, kendisini bir sürücü kursuna gitmesini tavsiye ediyor. Bu süre zarfında çok mutlu olduğunu hissediyor. Bir akşam eşi ile gene konuşurken, tekrar çok sıkıldığını, hayatına renk katacak birşeyler bulmasını kocasından istiyor. Eşi de “ne yapabiliriz?” diyor. Güler, “Ortaokulu dışarıdan bitirmeme izin verir misin?” dediğinde, kocasının bu teklifini kabul edeceğini beklemiyor. Ancak eşinden “istiyorsan yap” cevabını alıyor. Bu sıcak konuşma ortamında eşine ortaokulu bitirdiğinde, liseye gitme ve akabinde de bir defa Üniversite sınavına girme müsaadesini aldığında, sevinçten uçuveriyor.  Eşi “üniversiteyi kazanırsan okuturum” deyince, Güler hayali, inancı ve desteği birleştirmiş oluyor, kendisini çok güçlü ve o anda sanki de yıldızlara uçtuğunu hissediyor.

Destek almış olmak yeterli değil. Önemli olan hayalini gerçekleştirmek ve bu amaçla mücadele vermeye başlayabilmek. Bunu sağlamak için de Esra Güler o yıl Anadolu Lisesi sınavına girecek olan oğlunu çalıştırırken, kendisinin de ortaokul derslerine çalışmasına fırsat doğuracağını düşünüyor. Oğlunun Ağustos ayı sonunda Seviye Belirleme Sınavına girdiğini, elinde sınav sonucuyla geldiğinde hayal kırıklığına uğradığını, çünkü 100 sorudan 15 net yapabildiğini ve sayısal bölümden sadece 2 net cevabının olduğunu görüyor. Ama oğlunun başarılı olacağına, bu zorlukları aşacağına olan inancını asla yitirmiyor. Oğlu bir taraftan dersaneye giderken bir taraftan da annesi tarafından evde çalıştırılıyor. Bu mücadelenin meyvesini almışlardı. Oğlu Anadolu Lisesi Giriş sınavlarında Türkiye’de 350 bin kişi arasında 480 inci, Elazığ’da il 4 üncüsü ve kendi dersanesinde de birinci olmuştu. Oğlunun başarısını görmek, kendisine olan güvenini ve inancını daha da artırmıştı.

İki aylık bir süre zarfında ortaokulu, ardından da liseyi dışarıdan bitirme başarısını göstermiş, 5 aylık bir süre içerisinde dersaneye devam etmiş ve o yıl çok yüksek bir puan almasına karşın, yanlış tercih nedeniyle üniversiteye girememiş.

İkinci yıl üniversite sınavına bir kez daha giriyor ve Fırat Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümünü kazanıyor. 4 yıl boyunca çok büyük bir mutlulukla okula devam ediyor ve sadece bir kez bir dersten bütünlemeye kalıyor, sosyoloji bölümü mezunu oluyor. 1999 yılında yüksek lisansa başlıyor ve 2001 yılında master öğrenimini tamamlıyor. Gene boş durmuyor Bayan Güler, doktora eğitimine başlıyor ve 2007 yılında da doktorasını tamamlıyor.

Şu azmi görüyor musunuz? Önce hayal kuruyor, sonra o işleri başaracağına inanıyor ve kendisine güveniyor. Bıkmadan çalışıyor ve üstelik anne olarak çocuklarının da eğitim ve öğretimlerine katkı sağlıyor. Oğunun çok kötü olan başarısını yükseltiyor. Ona mücadele etme becerisini kazandırıyor. Hedefi olmayan gemiye rüzgar yardım etmez misali, hedeflerini büyük koyuyor. Oğluna öyle bir mücadele verme azmi kazandıyor ki, oğlu üniversite sınavına hazırlanırken, elindeki kılavuzu annesine göstererek Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümüne gireceğini söylüyor ve bu bölümün kılavuzda yazılı olduğu yere 5 yıldız koyuyor. Bunu belirttiğinde bir Eylül ayı olduğunu ve bir sonraki Eylül ayında oğlunun 5 yıldızla işaretlediği bölümü kazandığını büyük bir onurla ve heyecanla anlatıyor.

Oğlunun odasında Newyork’un resimleri ve haritalarının olduğunu, annesine “Anne, sen beni Newyork’a bırakırsan yolumu bulurum, çünkü sokaklarını ve resimlerini artık ezbere biliyoruım” dediğinde, oğlunun hayalinin Newyork’a gitmek olduğunu ve hedefini bu güzergaha çevirdiğini ifade ediyor. Oğlu üniversiteyi bitirdikten sonra Newyork’a gidiyor ve 2,5 yıl orada tahsile devam ediyor ve sonra Türkiye’ye dönüyor.  Oğlu Cisco firmasina girmeyi hayal ediyor ve hedefinde bu şirket yer alıyor. 2 yıl önce Cisco firmasının Türkiye’den sadece üç kişi aldığını ve bunlardan birinin de oğlu olduğunu büyük bir heyecanla seyircilere anlatıyor.

Şimdi bu hayat hikayesini okuyanlar, oturup düşünmelidir. Hiçbir başarının tesadüfi olmadığının güzel bir örneği karşımızda. Hayal, İnanç, hedef, mücadele ve destek unsurları bir araya geldiğinde, insanlar amaçlarını elde edebilir ve hedeflerini yakalayabilir. Şimdi Siirt’te babaları tarafından okula gönderilmeyen birçok kızımız gözlerimin önünden geçiyor. Bu hayat öyküsünü kendilerine örnek alıp, hayat çizgilerini kendileri de Esma Güler gibi değiştirebilirler diye düşünüyorum.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.