Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

BEYİNLERİ RESETLEMEK!

15
Eylül
2009

Beynin yarattığı teknoloji sayesinde akılalmaz birçok yeni icatların büyüsüne kapılmış gidiyoruz. Yarım asır önce hayal edilemeyecek birçok araç hayatımıza girdi. İcat peşinde koşan şirketlerin birçoğu hayal gücü yüksek insanların çok sıradışı gibi görünen düşünce ve fikirlerine itibar ediyor. Bu fikirler sayesinde zeki beyinlerin ürünü, birçok ilginç araç ve makine insanoğluna hizmet ediyor.

Teknoloji denilince hemen ilk akıllara gelen bilgisayarın ne kadar hızlı işlem yaptığını biliyoruz. Saniyede milyonlarca işlemi yapabiliyor. Kendisine verilen komutlar ve prosedürler doğultusunda, yapacaklarını unutmadan hızlıca görevlerini icra edebiliyorlar. Bilgisayar sayesinde yaşam standartları kolaylaşıyor. Artık eskiden çok uzun zaman gerektiren kamuya ait işlemler, üstelik evden çok rahatlıkla ağ üzerinden yapılabiliyor. Zaman ve mekan öneminin olmadığını hizmetleriyle onaylıyor.

Bilgisayarınız problem çıkarttığında, tıkandığında veya ekranı donduğunda, reset tuşuna basarak o anda bilgisayarın geçici hafızası olan (RAM) beynini boşaltabiliyor ve yeniden bu birime bilgilerin, komutların ve programların yüklenmesini sağlayabiliyorsunuz. Bilgisayarın sabit diski de çok dolduğunda istediğiniz zaman lüzumsuz bilgileri silebiliyorsunuz.

Eşimi (Prof. Dr. Asaf Varol) eskiden bazen konuşulanları dinlemediği için eleştirirdim. Hatta bazen bir topluluk içinde iken tavırlarından eşimin kafasının başka yerlerde olduğunu çok bariz hissedebiliyordum. Eskiden isimleri aklında tutamıyordu ve çoğu kez bir yerlerde karşılaştığımız ve tanıştığımız insanların isimlerini sonradan bana soruyordu. 2007’de Siirt Üniversitesine kurucu rektör vekili olarak gittikten sonra, Siirt’te birçok şahsı, isimleri ve görevleri ile hatırlaması dikkatimi çekmişti. Kendisine bu değişimi ve isimleri nasıl aklında tuttuğunu sorduğumda, “Bulunduğum görev icabı bir kısım insanların isimlerini sürekli beynimde taze tutmak zorundayım” demişti. Gerekçesi ise ilk tanışma sonrasında ikinci kez karşılaştığında bir kişiye ismi ile hitap ettiğinde, karşısındakini daha kolay etkileyebildiğini ve Üniversite ile ilgili meseleleri de daha rahat çözebildiğini belirtmişti. Tabii ki isim ile hitap etmenin inceliği ve önemi tartışılamaz olduğunu biliyoruz.

Yine de bu sözleri duyduğumda kendisine tepki verdim ve “Desene sen istediğin yerde dikkatini toplayıp her şeyi hafıza kaydedebiliyorsun. Ama istemediğin yerde de karşındaki dinleyip gözüküp, aslında dinlemiyorsun. Bana verdiği cevap “Beyni bir bilgisayarın CPU’su (Merkezi işlem Birimi) gibi düşün. Bu CPU içerisinde RAM ve ROM bellekler var. RAM içindeki bilgiler kalıcı değildir. Bilgisayar açık iken bilgilerin tutulduğu hafızadır, oysa ROM (Salt Okunur Bellek) içindeki bilgiler kalıcıdır. İnsan beyninin kapasitesi de sabit disk gibidir. Sabit disk dolduğunda silebiliyorsun. İnsan beyninin alabileceği bir kapasite de var. Bu kapasiteyi boş şeylerle doldurup da taşırırsan, yeni bilgi kaydedilecek yer bulamazsın” demiş ti. Yani sonuç olarak beyni boş ve lüzumsuz bilgilerler doldurmak yerine, gerekli olacak bilgilerle doldurmak gerektiğini vurguluyordu.

Bazen arkadaşlarla okey oynadığımızda, eşim çıkan taşları takip etmeyerek oyunu kaybetmemize sebep verdiğinde, “Niçin çıkan taşları takip etmiyorsun dediğimde”, “sabit diskimi boş bilgilerle doldurmak istemiyorum” cevabını alır ve güler dım.

Zaman geçiyor ve artık yaşlanıyoruz. Hatırlama kabiliyetimiz azalıyor. Geçmişte olan olumsuz olayları unutmakda hiç kolay olmuyor. Bazı olayları en küçük ayrıntılarına kadar hatırlayabiliyorum. Oysa o tür olayları hatırlamanın bundan sonraki yaşantıma hiçbir katkısının olmadığını da biliyorum. Hele bir de çok duygusal bir yapınız varsa, olumsuz olayların etkisi ile ruhsal ve fiziksel olarak daha da hızlı yıpranabilirsiniz. Keşke bilgisayara Reset (Bilgisayarı yeniden başlatma) atıldığı gibi, insanlar da beyinlerine reset atabilse! Beyinde depolanmış ve gereksiz bilgilerin tutulduğu hafıza bölümlerini silebilse!

O  nedenle özellikle gençlere beyinlerini boş bilgilerle doldurmamalarını tavsiye ederim . Beyinlerini kendilerinin gelişimlerine fırsat verecek olgularla donatsınlar. Ancak eşimin de çoğu kez yaptığı gibi! beyninin sabit diski çabuk dolacak endişesi ile, karşısındakini dinlememezlik de yapmasınlar.

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.