Öğr.Gör.Nurhayat VAROL- Kişisel Web Sayfası

ARTIK BİTSİN BU CAN KIYIMLARI

16
Eylül
2015

İçim yanıyor, yüreğim sızlıyor, şehit anneleri yerine koyuyorum kendimi gözlerimden yaşlar süzülüyor.  Gencecik fidanların resimlerini görüyorum “ananız babanız sizi bu halde son yolculuğa uğurlamak için mi yetişTirdiler” diye yüreğim kabarıyor. O acı haberi vermek yetkililer için ne kadar zor, elleri yüreklerinde evlatlarını bekleyen ailelerin böyle kötü haber almaları ne büyük sarsıntı. İlk şok ve zaman geçtikçe içlerinde kor gibi büyüyen özlem dolu acılar ile son bulacak hayatlar…

Artık televizyon ya da internet ortamındaki haber sitelerine bakmaya korkar olduk. Ne kadar acı ki! Artık “bugün şehit var mı?” demiyoruz. Korkarak “ kaç şehit var?” diyoruz. Kulağımız alışmasın ne olur.

Terör belasını 1970’li yılların sonunda Diyarbakır’da öğrenciyken görmüştüm. O zaman adı PKK değil sadece sol örgütte fraksiyonumuz farklı diyor ve ısrarla Kürt- Kürdistan propagandası yapmak istediklerini hatırlıyorum. Bana göre ana dili Kürtçe ise Kürtçe konuşmasından daha doğal ne olabilir ki diye düşünüyordum. Çekişmeleri anlamıyordum ancak çözmeye çalışıyordum. Öğrenci yurdunda aynı odayı paylaştığım hemşerim ve oda arkadaşım lider pozisyonundaydı. Ne yapmak istediklerini sorduğumda yarı şaka yarı geçiştirme adına bana “sen burjuva kızısın, bizi ne yapacaksın” diyerek geçiştiriyordu. Bazı arkadaşlarımızı baskıyla derneklerine götürdüklerini, konferans verdiklerini, broşürler verdiklerini biliyorum. Kürdistan Kürdistan diye seslerini çıkardıklarını biliyorum. Sık aralıklar ile hocanın derste oluşu göz ardı edilirdi. Ders esnasında ansızın kapı sert açılarak dernekten bir üye gelerek ……. Filan kişinin anısına saygı duruşu der ve bizim sınıftan çıkmamız istenirdi. Hocamızın ya da bir öğrencinin itiraz etme hakkı yoktu! Biz Elazığ’dan giden bir grup öğrenci zaten kara listedeydik. Birkaç arkadaşımız ciddi anlamda darp edilmişti. Bazı arkadaşlarımız da kayıtlarını başka üniversitelere aldırmışlardı. Belli illerden gelenlere okulumuzda yaşama, öğrenci olma hakkı tanımayan bir grup vardı. Sonradan anladım ki bu grup şimdiki PKK örgütünün temeliymiş.

ÖSYM sınavlarındaki ilk yolsuzluğu yine onlardan öğrenmiştim. TÖBDER denilen bir dernek vardı. Üyelerini düşünüyorum da o zaman adını bilmediğimiz PKK sempatizanlarıymış. Son sınıfta okurken ÖSYM sınavının yapıldığı gün yurtta ismim anons edilince ziyaretçim var diyerek danışmaya indiğimde tanımadığım iki kişi “Sınav esnasında sorular TÖBDER’ e gelecek, her bölümden başarılı birkaç öğrenci dernekte bulunacak, sorular çözülecek sınavdaki öğrencilere yetiştirilecek. “mesajıyla benimde matematik sorularını çözmem için çağrıldığım bana söylendi. Bazı nedenler öne sürerek gitmedim o vebalden kurtuldum. O yıllarda dahi birkaç şehirde kendi ifadeleri ile kurtarılmış mahalleler vardı. Olamaz yani aynı ülkede yaşa, aynı şehirde yaşa kurtarılmış mahalle olsun! Bu sıkıntıyı terörü yaşayanlar bilir.

Üniversite yılları en güzel anıların olacağı yıllar olarak bilinirken benim kuşak eminim ki siyasi öğrenci olayları ile hatırlıyordur. Yıllar geçti ama gözümüzün önünde bıçaklanan, dövülen arkadaşlarımız silinmedi. Taşlanan otobüsler silinmedi. Kulaklarımdan bomba ve silah sesleri kayıp olmadı.  Odayı paylaşanların sabaha kadar sıra ile nöbet tuttukları unutulmadı.

Terör belasını yaşamış bir toplum olarak birkaç yıl unutuyoruz, bitti sanıyoruz. Sonra öyle bir başlıyor ki yürekler dağlanıyor. Basında sayısı 16 olarak zikredilen daha 20’li yaşların başlarında olan genç fidanlar insan olan herkesin yüreğini dağladı. Nasıl kıydınız o gençlere… O şok geçmeden Iğdır’dan çığlıklar yükseldi 13 Polis memurumuz şehit oldu.

Güzelim ülkede artık insanlar gönüllerince dolaşamıyorlar. Karayolu ile gidilecek mesafeler terör kaygısıyla gidilemiyor. Özellikle Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesinde bozulmayan doğa, yatan tarih ziyaretçilere açık değil. Zorunlu gidişleri dahi engelleyen terör belasının gölgesindedir.  Ülkemizin yabancısı mı olduk ne! Ne beladır üzerimizde. Doğu bölgesinden Batıya giden otobüsler taşlanıyor, darp ediliyor, çünkü batı bölgesi ön yargılı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri terörist ya! Ayıp, yazık, günah! Birileri bizi birbirimize düşürüyor. Türk, Kürt, Alevi, Laz, Çerkez tek bayrak altındaydık herkes kardeşti, aynı nüfus cüzdanını taşıyoruz. Kimler bu nifaklık tohumlarını attı aramıza. Kimler gençleri kandırarak dağa gönderiyor, kimler görev yapan günahsız insanların hayatlarına son verdiriyor…

Bitsin bu can kıyımı, Bitsin dizi dizi Bayrağa sarılı tabutlar; bitsin tabuta derin derin derin gözlerini ayırmadan bakan yetim kalan çocuklar, eşler; bitsin anaların feryatları;  bitsin sadece güçlü görünebilmek için dik durmaya çalışan, ama dizlerinin bağı çözülmüş babaların acıları…

Etiketler

Yorumlar

Yorum Yapın !

Yorum yapmak için oturum açmalısınız.