AMERİKA’DAN MERHABA

Sevgili okurlarım, 2 ay süresince sizlere ABD’den köşe yazılarımı ulaştırmaya çalışacağım. ABD’yi merak eden okurlarımız, bu yazılar sayesinde ABD toplumunun sosyal yaşantısı hakkında bilgi edinebilecekler. İstanbul’dan 12 saati aşkın bir uçak yolculuğu sonrasında ABD’ye vardık. Ekonomik gelişmişliği Chicago havaalanına girdiğiniz anda hemen fark edebiliyorsunuz.

Asıl ikamet edeceğimiz West Virginia Eyaletindeki Morgantown’a 9 saatlik araba yolculuğu sonrasında ulaştık. Yolda ilerlerken çevreyi de dikkatlice izliyordum ve “Niye biz böyle yapamıyoruz” diye yakınıyorum. Çünkü otoyollar mükemmel. Batı illerimizde gördüğümüz otoyollar ABD’de ülkeye yaygınlaştırılmış. Çevre ormanlık, aklıma hemen Bolu civarındaki ormanlık dağlarımız geldi. Ama bir taraftan da hemen Siirt ve çevresi gözümün önünden akıp gitti.

Siirt’i çevreleyen dağlar çıplaktı. Merkezde sular akmıyor. Toz toprak içerisinde olan ara sokaklarda gezinen inekler, keçiler ile çöp bidonlarının içine dökülmesi gerekirken bidon çevresine dökülen çöp yığınları, çirkin bir görüntü sergiliyordu Beyaz Kent Siirt’te. Bu manzaraya sadece Siirt’te değil, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizde yer alan birçok ilimizde rastlayabilirsiniz.

Teknolojik gelişmişliğin yarattığı farkı, batı ülkelerine geldiğinizde hissediyorsunuz. Çevre yeşil, sokaklar caddeler tertemiz, otoyollar üzerinde belirli mesafelerde dizilen dinlenme merkezleri (Rest Area) insana huzur veriyor. Bizde de yol güzergahları üzerinde dinlenme yerleri var. Tuvaletlere kokudan girilmiyor. Üstelik paralı. Ama ABD’de dinlenme merkezlerindeki tuvaletler sürekli temiz tutuluyor ve üstelik tuvaletlere para ödemiyorsunuz.

ABD’deki dinlenme merkezlerinin bir başka özelliği daha var. Orada yöreyi tanıtıcı birçok broşür görürsünüz. Bölge ve yöre ile ilgili haritalar parasız dağıtılır. Bir görevli sorularınıza cevap vermek için bankoda hazır bekliyor. Temiz ortamlarda hazır ayaküstü yiyecekleri (fast food) yiyebiliyorsunuz.

Bu farklılıkları yazmamın nedeni ABD’ye hayranlık duyduğum anlamına gelmemeli. Üzüldüğüm mesele, bizler niye aynı koşulları sağlamak için çaba sarf etmediğimizdir. Toplumsal sorumluluk duygusu gelişmedikçe, kendimizi modern yaşam koşullarına alıştırmadıkça, Türkiye’de çevre konusunda yaşadığımız kaoslar daha uzun yıllar sürüp gidecektir.

Çevre bilincinin oluşturulmasında eğitim çok önemlidir. Çocuklarımızı evlerimizde yetiştirirken önce aileler olarak gerekli titizliği göstermeliyiz. Araba ile yol alırken, camı açıp da elimizdeki çöpü caddeye fırlatırsak, bu davranışı gören çocuklarımız da aynı hareketi yapmazlar mı? O halde çevre bilinci oluşturmak için önce anne-babaları eğitmeliyiz. Bu alanda seferberlik ilan etmeliyiz ve olabildiğince çevreyi temiz tutmalıyız.