EVLADIN MUTLULUĞU

Bir anne baba için önce anne baba adayı olduklarını haberini almak mutlu eder. 9 ay sonra aileye katılan minik yavru evde bayram havası yaratır. Erkek çocuğun sünnet olması anne babayı heyecanlandırır. Çocukların okula başlamaları yine anne babayı ne kadar heyecanlandırır, bu duyguyu yaşayanlar iyi bilir. Çocuk okullu olur, sınavlar ile karşı karşıya kalır, yine anne baba çocuğuyla sınav heyecanını ve stresi yaşar. Yıllar birbirini kovalar çocuğun önünde kocaman bir YGS ve LYS barajı vardır. Hayatlarının dönüm noktası olan bu sınavda anne- babalar hem sınavın öneminin baskısı altındadırlar hem de çocuklarının yaşadıkları sıkıntılara çözüm olabilmek için çabalamaktadırlar. Yani anne- babanın stresi katlamalıdır. Sınav sonucunda kazandıkları başarılar karşısında yine çocuklarından daha fazla mutlu olan onlardır.

Zaman o kadar çabuk geçer ki, çocuklarının her halini bir kaç katı birlikte yaşayan anne baba çocuklarını ya bir gelin adayı ile ya da damat adayı ile birlikte karşılamaya başlar. İşte o zaman anlaşılır ki yıllar rüya gibi hızla geçmiş. Anne- babanın gözü evladının yüzünde. Onu mutlu görmek,  O’nun da bir yuva sahibi yani ayrı bir aile olduğunu düşünmek ne güzel bir duygu. İki kişi ile kurulan aile artık çocukların evlenmeleri ile büyümeye başlar. Eminim ki evlenen çocuklarımızın sevgisi anne baba için katlanacaktır. Çünkü eşleri kızlarımız olacaktır artık.

Bir hafta önce gözümüzden sakındığımız küçük oğlumuz Serkan’ın mürüvvetini görmek nasip oldu. Düğün hazırlığı yapmak elbette zor. Ama o tatlı heyecanı, o yorgunluğu bastırıyor olsa gerek. Aylar önce başlayan hazırlık son güne kadar devam etti. Eş, dost, akraba, sevdiklerin ve sevenlerin ile bir araya gelinen düğün töreni bir başka güzel oluyor. Ne kadar çok katılımın olduğunu görmek ev sahibini bir o kadar mutlu etmektedir. Oldukça kalabalık bir salonda gerçekleşen düğünde gözler eş dost taraması yapmayı asla ihmal etmiyorlar. Yurt içi ve yurt dışından gelerek ya da telgraf ve telefonlarıyla ulaşan dostlarımızın varlığı bize güç verdi. Mutlaka bizimle olmak isteyip bulunamayan dostlarımız da vardı. Biliyorum ki yürekleri bizimleydi.  Elazığ’ın sembolü olan çayda çıra eşliğinde salona gelen gelin damat görüntüsü bir başka  güzel. Müzik anlamlı, mum ışığı altında gelin-damat ne de güzel! O manzara karşısında bir anne mutluluk gözyaşlarını nasıl saklayabilir ki? Hayran hayran nasıl bakmaz ki? Yeni aile ile ilgili nasıl yaptırım yapmaz ki? Saatler süren tören, düğünün akışıyla birlikte sona erer. Sadece hafızalarda güzel izler bırakarak o gece biter.

Büyük emek vererek organize ettiğimiz düğüne gelebilen ve gelemeyen dostlarımızdan gördükleri veya duyumlarıyla anladıkları kadarıyla telefon açarak pozitif geri dönütler biz anne babayı ziyadesiyle  mutlu etmektedir. Geceye güzelliği katan değerli misafirlerimize asıl biz teşekkür etmek istiyoruz. Ev sahibi ne kadar hazırlık yaparsa yapsın, eğer kurumun işletmeciliği zayıf ise yine hayal kırıklığı yaşanabilir.  Müzik ortama yani misafir kitlesine uygun değilse, yine düğün sıkıcı geçebilir. Ev sahibi sayılabilecek yakınlar sürekli arka planda kalırlarsa, düğün yine sönük geçecektir.

Bu anlamda yaptığımız hazırlığı destekleyen, her türlü hizmeti açan ve açtıran Akgün oteli halkla İlişkiler Müdürü Figen Hanım’a; sesiyle, yorumuyla misafirlerin beğenisini kazanan, işini ticari amaçlı değil sorumluluk çerçevesinde yapan, biz ev sahipleriyle sıcak diyalog kuran sanatçı sevgili Hakan Tosun’a, yemek servis  işinde çalışan isimsiz kahramanlara, gelebilen ve gelemeyen bütün dostlarımıza teşekkür ederiz.